13. Bölüm
“HORONLAR”
Bir yandan böyle türkülerle, manilerle zaman geçerken, diğer yandan kemençe eşliğinde yürünür ve çalan “yol havası” ile epeyi yol alınır. Özellikle “horon düzü” adı verilen açık alanlara gelindiğinde biraz oynanır, sonra yine yola koyulur ve nihayet yaylaya varılır.
Köylerdeki birbirinden uzak düşmüş, dağınık evlere göre yayladaki evler birbirine çok yakın olarak düzenlenmiştir. Yayla evlerinde yaz aylarını geçiren insanlar, yoğun çalışma düzeni içinde işlerini yapmaya koyulurlar. Hayvanların bakımı, beslenmesi, yayılması, sütlerinin sağılması, pişirilmesi, yayıkların çalkalanması, yağ elde edilmesi ve diğer işler gündelik çabaların büyük bir bölümüdür. Kadınıyla, erkeğiyle, çoluk-çocuğuyla birlikte bu çalışma programları hiç aksatmadan yürütülür. Bitmek tükenmek bilmeyen günlük işlerden yorulanlar, bir yer den çıkıveren kemençenin sesiyle irkilirler, canlanırlar ve sesin geldiği yerde toplanıp horona girerler. İster yayla göçü yollarında, ister yaylada, horonsuz bir günün geçmesi hemen he men mümkün değildir.
Zaman zaman yaylada diz boyunu geçen otlar, yoncalar elde tırpanlar, oraklarla hep birlikte biçilir.
Arada yine horonlar oynanır ve nihayet ünlü yayla şenlikleri yapıldığında, güne damgasını yine horon vurur. Bu arada, kemençe bazen yerini tulum-zurnaya, davul-zurnaya ve hatta kavala bile bırakır. Ama bunlara asıl katkıyı hep birlikte söylenen mani katarları veya türküler yaparlar.
Horonların oynanması sırasında bazı yerlerde ufak-tefek değişiklikler olsa da aynı oyunlar dizisine rastlanır. Sözgelimi, Horon Kurma, Düz Horon, Atlama, Sallama, Sıksara biçimindeki oyun sıralaması pek kolay değişmez. Belli Çaykara yöresinde gördüğümüz Seyir Oyunu veya diğer adıyla “Vay Beni” bu sıralamada yerini alabilir.
Ayrıca sık görülen Bıçak Horonu, aslında Sıksara oyununun mizansenli bir türüdür. Aynı şekilde kalabalıkla oynanan Yenlik Horonu, Sıksara-Düz Horon arasında kalan yavaş tempolu, insanları nefeslendiren, dinlendiren bir horondur. Yavaş yavaş başlayan bu sıralı oyunlarda ritim giderek hızlanır ve en süratli haline Sıksara’da kavuşur. Yayla şenliklerinde kalabalık dizilerin daha çok ağır tempolu, basit figür lerle dolu düz horon, yenlik horonu oynandığı görülmektedir.
Sıksara ise yetenek, beceri, çeviklik, çabukluk ve tam bir uyum isteyen hızlı bir horon türü olduğundan, gençlerin tercih ettikleri bilinmektedir. Kalabalık horonlara bazı yerlerde millet horonu adı da verilir. Seyir oyununda önemli olan karşılıklı iki kişinin türkülerle, manilerle oyun atmosferine katkıda bulunmalarıdır.
Horonlarda kişiler genellikle düz bir sıra oluştururlar, ancak kalabalıkların hep bir arada oynadığı horonlarda 100-200 kişinin oyun alanına sığmaması yüzünden, halka biçimine girdikleri, hatta iki-üç grup halinde horonu halka içinde halka biçimiyle ve aynı ezgi ile devam ettirdikleri görülür. Dizilerde genellikle kadınlar ve erkekler ayrı gruplar oluştursa da son zamanlarda kalabalıklar içinde karışık horonlara da rastlanıyor.
Devam edecek