Milas’ta son dönemde yaşananları sadece bir doğalgaz çalışması olarak açıklamak mümkün değil. Aslında yaşadığımız şey tam anlamıyla bir “altyapı trajedisi.” Her gün biraz daha çukura dönen caddeler, kaldırım diye bırakılan yığınlar, gözle görülür şekilde bozulmuş asfaltlar ve toz duman içinde bir şehir… Evet, bu manzara ne yazık ki bugünün Milas’ı.
Doğalgaz borusu döşemek elbette önemli bir hizmet. Kimse kalkıp “Neden doğalgaz geliyor?” demiyor. Ancak asıl mesele nasıl geldiği, Milas sokaklarında yürürken insan kendini zaman zaman bir savaş sonrası harabe sokaklarında sanıyor. Yollar birer köstebek yuvası gibi; dün kazılmış, bugün kapatılmış gibi görünen çukurlar ertesi gün tekrar açılıyor. Asfaltın üstü yamalı bohça, kaldırımlar bir türlü tamamlanamıyor.
Milaslılar sabah işe giderken ayakkabısına toz mu dolacak, lastiği patlayan bir çukura mı düşecek diye endişe ediyor. Bir köşe dönüyorsunuz, sürpriz bir engebeyle karşılaşıyorsunuz. Üstelik bu manzara sadece bir iki sokakta değil, neredeyse tüm şehirde yaşanıyor. Altyapıyı düzeltmek bahanesiyle üstyapının canına okunuyor.
Soruyorum?
Bu çalışmaların bir planı yok mu?
Bir caddeyi kazmadan önce kaç gün süreceği, nasıl kapatılacağı, asfaltın ne zaman serileceği bilinmiyor mu? Eğer biliyorsanız neden uygulamıyorsunuz? Bilmiyorsanız neden bu işe kalkıştınız?
Bir başka mesele de denetim eksikliği.
Kimse yapılan işin kalitesini sorgulamıyor. Borular döşeniyor ama üstü öylesine kapatılıyor. Yağmur yağınca çukurdan göle, gölden bataklığa dönüşüyor. Aracını çukura düşüren vatandaş mı suçlu? Yoldan geçerken ayağı burkulan mı?
Milas halkı, hizmetin sadece yapılmış olmak için değil, insana saygı duyarak yapılmasını istiyor. Biz bu şehrin sokaklarında yürüyen, çocuklarını okula götüren, işine giden insanlarız. Bu yollar bizim yaşam alanımız. Kendi evimizde bu kadar özensiz davranmayız; şehir sokaklarında neden böyle davranılsın.
Altyapı hizmeti elbette kıymetlidir, ama planlama olmadan yapılan her iş, faydadan çok zarar getirir. Milas bir inşaat sahası değil, yaşayan bir şehirdir. Ve bu şehir, hak ettiği özeni fazlasıyla bekliyor, beklemeli de zaten.!!
İşleri yapan yüklenici firma birilerinin özel imtiyazlı yol arkadaşları değil ise gerekli yaptırımlarda ivedilikle yapılmalıdır.
Zira insan sağlığını riske eden öyle çok yer var ki acilen önlem alınmalı.
İlgili kamu kurumlarını da acilen göreve davet ediyoruz.