Müfit Demirkol
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. ÇELİŞKİ…

ÇELİŞKİ…

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Klasik mantıkta, çelişki bir ya da daha fazla önerme arasında uyumsuzluk olması durumudur. Çelişkili iki önerme birlikte değerlendirildiğinde genellikle birbiriyle zıt olan iki mantıksal sonuç ortaya çıkar.

Belirsizlik İlkesi çelişkili durumların bir aradalığını ortaya koymuştur. Buna göre aynı madde aynı anda farklı yerlerde bulunabildiği gibi aynı konumda hem geçmişte hem gelecekte hem de şimdide bulunmasının mümkün olduğunu öne sürer.

Farklı olarak çelişki kavramı, resmi mantık sistemlerinin her biri için aynı anlama gelmektedir. Çelişki, bir önermenin doğru halinin, aynı ortam geçerli iken ikinci defa önerildiği bir durumda, yerine negatif biçiminin doğru bulunması ile ortaya çıkar. Mantık tekniğinin yeniden gözden geçirilmesi adına bir koşul olarak kabul edilebilir.

İçerisinde bulunduğumuz sıkıntılı bu günlerimizde başımızda bulunan iktidar ve bu iktidarın başında bulunan cumhurbaşkanımız da başta olmak üzere, TBMM de bulunan tüm siyasi partilerin, birbirleri ile yaptıkları davranışlar büyük bir çelişki içerisindedir.

Milletimizin hayrına çalışmaları yerine birbirleri ile sürtüşmektedirler.

Örneğin bir taraftan terör örgütü PKK, kurucu lideri Abdullah Öcalan ve DEM Parti’yle süreç başlatıp “barıştan, kardeşlikten” söz eden iktidar, aynı zamanda yerel seçimlerde “kent uzlaşısı” gerekçesiyle, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu ve Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’i terör örgütü mensubu olmakla suçluyor. Ayrıca aynı suçlamayla İBB Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat, Şişli Belediye Başkanı Resul Ekrem Şahan, Reform Enstitüsü Başkanı Mehmet Ali Çalışkan, Şişli Belediye Başkan Yardımcısı Ebru Özdemir de gözaltına alınmışlardır.

Bir yandan terör örgütü ve DEM Parti’yle barış süreci yürütürken bir yandan eline silah almamış, halkına hizmet eden, seçilmiş belediye başkanlarına terörist muamelesi yapmak büyük çelişki, büyük tutarsızlıktır. Aynı şekilde hukuk reformları vaadinde bulunup mevcut yargı kararlarını uygulamamak da büyük çelişkidir.

Anayasa Mahkemesi’nin, seçilmiş milletvekili olan Can Atalay hakkındaki kararı Meclis’te okunup kayda geçirilmesine rağmen bu iktidar uygulamıyor. Aynı şekilde hakkında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararları olan Selahattin Demirtaş, Osman Kavala hakkındaki kararları da uygulanmıyor.

Anayasa Mahkemesi ve AİHM kararlarını uygulamıyor, anayasayı ihlal ediyor.

Bir taraftan demokratikleşme yolunda hukuk reformları yapacağı iddiasında bulunurken diğer taraftan yüksek mahkeme kararlarını uygulamamak anayasayı ihlal etmek de büyük çelişkidir. Eğer Meclis’te kurulan komisyon demokratikleşme ve hukuk reformu kararları alacaksa Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan’ın dediği gibi önce mevcut kararlar uygulanmalıdır.

Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarının uygulanmaması gibi yargısal faaliyetlerle kayyum uygulamaları, diploma iptali ve Atatürkçü subayların Türk Silahlı Kuvvetleri’nden tasfiyesi gibi idari uygulamalarla taban tabana zıt bir sürece işaret etmekte, kamuoyunun vicdanını yaralamaktadır. Bu bakımdan gerek komisyonun hedef olarak ortaya koyduğu amaca ulaşabilmesi, gerekse toplumun süreci daha güvenle değerlendirebilmesi bakımından ilk etapta çözülmesinin zorunlu olduğunu düşündüğümüz başlıkları da ele almak gerekir.

Bunlardan ilki keyfi tutuklamalar. Türkiye’de bazı yargılamalar yönünden en son ve istisnai olarak uygulanması gereken tutuklama tedbirleri ölçüsüz ve keyfi şekilde uygulanmaktadır. Son dönemde bunun yoğun örneklerini bazı il ve ilçe belediye başkanları hakkında yürütülen soruşturmalarda görmekteyiz.

Tüm siyasi partilerin, tek adam rejimi, yani monarşi ile idare edildiğimiz zamanımızda, çok net olarak ortaya konan çelişkilerin giderilmediği günümüzde hiç bir siyasi partinin, halkın desteğini alması asla mümkün değildir.

ÇELİŞKİ…
Yorum Yap
KAI ile Haber Hakkında Sohbet
Sohbet sistemi şu anda aktif değil. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.