Tarih boyunca insanların en temel ilgi alanlarından biri olan büyü ve büyücülük çeşitli zamanlar da açılan “Anadolu’da Büyü ve İnanışlar” sergilerle tanıtılmıştır. Yıllar önce Yapı Kredi Bankasının (15.06.2003) açtığı sergide tabletler, şifa tasları, muskalar ve nazar boncukları yer almıştı.
İnsanoğlu var olduğu günden bu yana, korktuğu ve de çözemediği için büyüye hep merak duymuştur. Kaderin gizemlerini ele alma isteği. Bilinmeyen ötesine geçme arzusu, bu gizemli ve karanlık dünyayı günümüz insanların gündeminde tutmakta, hala dünyanın dört bir yanında bulunan büyü, çeşitli sergilerle tanıtılmıştır.
Büyü nesneleri, gizemli dualar, tabletler, padişahların giydiği tılsımlı gömlekler gibi pek çok obje, Anadolu’nun en eski döneminden günümüze kadar büyünün tarihsel geçmişini açıklanıyor: Hititlerin başkenti Hattuşaş- büyücülüğün Anadolu’daki merkeziymiş, Daha soma bunu takip eden. Antik Roma ve Aittik Yunan dönenimin ardından tek tanrılı dinlerin tarih Sahnesine çıkmasıyla, bu tür uygulamalar din dışı kabul edilmişse de büyü tarih buyunca görülmüştür. Göze gelmemek, kin, nazarlık takmak, muska yazdırmak, fala baktırmak, kurşun döktürmek gibi pratikler bugün de varlığını korumaktadır. Uygarlıklar boyunca büyünün serüveni sürmektedir.
Günümüzde de Orta Asya Altay bölgesin de bir Şamanın davulu çok önemlidir Davul bir çizgiyle ikiye bölünmüştür. Çizginin üst kısmı yeryüzü ve gökyüzünü sembolize ederken, alt kısımlar karanlıklar dünyasıdır. Herhangi bir binanın temeline, bir canlıyı simgeleyen kurbanlar olarak çivi heykeller konurmuş. Örneğin bir bina yapılırken kurban kesilmesi gibi. Bunun amacı inşaatın mekanının kutsanmasıdır. Aynı zamanda inşaat süresince kazanın belanın def edilmesi amacıyla doğa üstü güçlere armağandır. Aynı şekilde bina tamiratın da ikinci kurban kesilir Bu da binanın kutsanması ve yaşayacak insanların hayırlı uğurlu olsun anlamında bir kan akıtılmasıdır. Temel çivilen de bu amaçla kullanılmış. Amplemler, doğal taşlar, acayip şekilli ağaç dalları, hayvan kemikleri gibi biçimsel özelliğinden dolayı doğa üstü bir güç, bedende takı olarak taşınırmış. İnsanlar da uğurluk olarak kullanırlarmış. Ayrıca hayvanlarla akrabalık kurmaya yönelik hayvan organları da bedende taşınmış. Ayı dişleri, hırt dişleri, kurt tırnakları, yılan kabukları gibi Hayvanla akrabalık kurarak ondan gelecek zararları önleme, onu kutsallaştırarak onun bedeninden, bir tanesinin organını taşımak olduğuna inanç yaygınmış. Padişahların giydiği onları korumaya yönelik tılsımlı gömlekler de, üstü çeşitli ayetler ve büyüsel tılsımlı diyebileceğimiz formüllerle bezenmiştir, Padişahı kötülüklere, kem gözlere karsı koruyucu olduğuna inanç yaygındır.
Büyü bilimsel olarak iki temel kategoride incelenebilir. Ak büyü, kara büyü. Ak büyü insanın veya toplumun mutluluğu, bolluk bereket gibi iyi amaçlı büyü türlerini kapsar. Kara büyü ise toplumun ya da insanın zararına, mutsuz bırakmaya hatta öldürmeye yönelik büyüdür. Ölüm için yapılan kara büyüdür. Buna kan akıtmaya yönelik olduğu için kırmızı büyü denilmektedir. Anadolu da cana kast etme vardır. Sabunun üzerine iğne batırarak kuyuya atma gibi. Bu kimsenin mumdan kukla bebek gibi bir benzerini yapıp, ona vereceğiniz zararın asıl hedefe yansıyacağı düşüncesine yönelik bir uygulamadır. Sabun eridikçe kişi ölecektir.
Kaynak: Prof. Dr. Gürbüz Erginer notlarından..