(1.Bölüm)
Kültürü inceleyen bilimler toplumu anlamak için o toplumun ürettiği değerlerden yola çıkmaktadır. Bu değerler çeşitli biçimlerde incelenebilmektedir. Bilim adamlarının bakış açıları konuyu ele alış biçimlerini belirlemektedir. Etnolojide kuramlar olarak benimsenen bu görüşler ya da yaklaşımlar Sedat Veyis Örnek tarafından sekiz başlıkta açıklanmaktadır. Bunlar; tarihsel ekol, kültür çevresi ekolü, kültür tarihi ekolü, Amerika’da tarihsel görüş, yayılımcı ekol, temel düşünce teorisi, evrimci ekol, fonksiyonelist ekolden oluşmaktadır.
Bu yaklaşımların her biri kültürel öğelerin açıklanmasında kuramsal dayanakları oluşturmaktadır. Kuramlar araştırmalarla toplanan veriler sonucunda ulaşılan ve doğrulukları kabul edilerek, kesinleşmiş hipotezlerdir. Dolayısıyla kültür bilimciler araştırmalarındaki görüşleri bu yaklaşımlara dayandırarak açıklamaktadır. Toplumların kültürel özellikleri incelenirken bu yaklaşımlardan yararlanılmıştır.
Sözgelimi, Yayılımcı görüş, toplumların birbirleri ile kültürel ilişkileri olduğunu söylemektedir. Bu görüşe göre birbirine komşu toplumların kültürel alış verişleri onlar arasında bir benzerlik oluşturmaktadır.
Bu benzerlikler kültür çevresinde, birçok kültür öğesinde görülebilmektedir. Yayılımcı görüşe göre, kültürel elementlerin etkileşimi ve değişimi yayılma ile gerçekleşmektedir. Eğer yayılma olmasaydı, icat edilen (yaratılan) değerler gelişmeyecekti. İlk halleriyle, oldukları gibi kullanılmaya devam edilecekti. Bu haliyle yayılım kuramı, halk kültürünün geldiği noktayı çok iyi açıklamaktadır. Çünkü halk kültürü ürünlerinin sayıca azalması, coğrafi olarak belli bölgelerde kümelenmesi ve bedensel devinimdeki benzerlik, yayılmanın belirgin göstergesidir.
Yayılım ve mecburi iskan nedenleriyle Anadolu’da bir çok yerde, yerleşik düzene geçen Anadolu insanları kültürel yapıyı da oluşturmuşlardır. Bu gün Anadolu’da çok değişik Halk Kültürü ürününden söz etmek mümkündür. Günümüzde bilinenler tekrarlanarak gelen kültürel unsurların yaşamasıdır.
(Devamı gelecek yazımızda)