Yasalarla belirlenen bazı durumlarda, (!) başkasına ait bir işi görmek veya bir malı idare etmek için tayin edilen kimseye KAYYUM denir. Kayyum olarak atanan kişi “Kamu görevlisi” sayılır. Kayyum, genellikle ilgili yerleşim biriminin en yüksek mal memurudur. Bu nedenle genellikle illerde defterdar, ilçelerde ise mal müdürü kayyım görevlerini yürütür.
Kayyum, usulsüzlük yapıldığı belirlenen özel kurumlara ve şirketlere devlet el koyduktan sonra atanan yöneticidir. Bu yöneticiler mahkeme tarafından atanır. Atanan bu kişiler, makamlarının kendilerine verdiği yetki ve görevler çerçevesinde çalışmalarını sürdürür.
İstanbul, Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer, PKK terör örgütü üyesi olması sebep gösterilerek görevinden alınarak tutuklanmıştır. Yerel seçimlerde CHP’nin adayı olarak yarışan Ahmet Özer, yüzde 49.05 oy oranı ile Esenyurt Belediye Başkanı olarak göreve başlamıştı.
Ahmet Özer, 2024 yerel seçimlerinde CHP’den aday olarak çıkmış ve yüzde 49.05 oy oranı ile Esenyurt Belediye Başkanı olarak seçilmiştir. Başkanlık görevi sırasında, sosyal projelere ve yerel kalkınmaya ağırlık vermeyi hedeflemiştir. Özer, özellikle gençlere yönelik istihdam projeleri ve kadınların ekonomik hayata katılımını artırmaya yönelik çalışmalarla dikkat çekmiştir.
Sınırları içinde yaklaşık 1 milyonluk kayıtlı nüfusu barındırması, Esenyurt’u çok kritik bir seçim bölgesi haline getirmiş durumda. Esenyurt sadece İstanbul’un değil, Türkiye’nin de en kalabalık ilçesidir. İstanbul’daki Kürtlerin toplam sayısının 3 ila 4 milyon arasında olduğu tahmin ediliyor. İstanbul, dünyadaki herhangi bir şehirdeki en büyük Kürt nüfusuna ev sahipliği yaptığı yaygın olarak kabul edildiğinden, sıklıkla en büyük Kürt şehri olarak anılır .
Bütün bunların yanı sıra son günlerde Devlet Bahçeli’nin, “Kürt – Türk diye bir ayrım yoktur.” diyerek, Güney doğu ve doğu Anadolu’da çoğunlukta olan Kürt nüfusumuz ile yakınlaşmak istemiştir. Bu yakınlığa cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan da yakınlık göstererek benimsemiştir. Devlet Bahçeli’nin PKK terör örgüt üyesi olduğu için tutuklu bulunan Öcalan’ın Türkiye Büyük Millet meclisine gelerek konuşturulmasını istemesi ise yurdumuz da büyük sansasyon yaratmıştır.
Tüm bunların arkasından, profesör olan Esenyurt Belediye Başkanının, PKK üyeleri ile görüştüğü iddiası ile tutuklanması ise, ne cumhurbaşkanımızın, ne de Devlet Bahçelinin tutumlarına uymadığı, söylenmiş olan sözlerin, sadece göstermelik olduğu düşüncesini akla getirmektedir.
Siyaset, bu şekilde uygulanamaz. Bu uygulama milletimizi kandırmaktır.
Kürt ve Türk’ün bir arada kardeşçe yaşamalarında ortaya çıkan birtakım pürüzler, yurdumuzun Kürt toplumunun bulunduğu bölgelerde ki yaşam şartlarının uygulamakta olduğu kötülüklerinden kaynaklanmaktadır.
Bugün Kürt toplumumuzun yaşamakta oldukları bölgelerde, iş ve geçim sorunu vardır. Bu bölgelerde hala OHAL uygulaması devam etmektedir. Normal liselerin, din okullarına dönüştürülmesi ile başlatılan eğitimsizliğin sonunda bu toplumumuzun cahilleştirilmesi amaçlanmaktadır.
Şimdi, bütün bu şartlar altında yapılması gereken tek şey, başımızda bulunanların derhal, siyaseti bırakmaları gerekir.
Milletimiz, Kürt’ü, Türk’ü, bir arada, bir bütün olarak, bu istifa edeceklerin yerlerine gerekli olan atamayı yapacakdır. İşte, Kayyumun esası (!) budur.
Milli irade milletimizindir.
