Milas, Anadolu’nun güneybatısında Muğla ilinin en büyük ikinci ilçesidir. 27 derece 30 dakika – 28 derece 30 dakika doğu boylamları ile 37 derece – 37 derece 30 dakika kuzey enlemleri arasındadır. Yüzölçümü 235.224 hektardır. Kuzeyinde; Bafa Gölü ve Beşparmak Dağları ile Çomakdağı da kapsayan Batı Menteşe Dağları yer alır. Doğusunda; Kurukümes Dağı, Akdağ ve Marçalı Dağları yükselir. Güneyinde; Gökova (Kerme) Körfezi ile körfezin karşı kıyısında Datça (Reşadiye) Yarımadası vardır. Batısında ise Güllük (Mandalya) Körfezi ile Bodrum Yarımadası bulunur. Milas’ın komşuları; kuzeyde Aydın’ın Söke, Koçarlı ve Çine ilçeleri, doğusunda Muğla’nın Yatağan ve Muğla merkez ilçeleri, batısında ise Bodrum ilçesidir.
Milas’ın tarihinde 27 antik kent kurulmuş ve bu kentlerden günümüze İasos, Labranda, Euromos ve Herakleia antik kentleri gelmiştir. Ayrıca günümüze kadar tüm elemanlarıyla ayakta kalabilen tek mezar anıt olan Gümüşkesen Mezar Anıtı, Bodrum’da bulunan ve dünyanın yedi harikasından biri sayılan Moseleum’dan esinlenerek yapılmış olup onun bir minyatürüdür. Roma dönemine ait su kemerleri, Menteşe Beyliği kenti olan Beçin’de o döneme ait eserleriyle ayakta durmaktadır.
İlkçağlarda Milas mermerleriyle ünlü bir kenttir. Şehrin yakınında olan Sodra’da mermer ocaklarının bulunması, inşaat için gereken malzemenin kolayca elde edilmesi, Mylasa’nın çok sayıda mabetle donatılmasını sağlamıştır. Daha sonra Mylasa Roma egemenliği altına girmiş ve Bizans çağında Milas sınırları en geniş halini almıştır. 13. yüzyılın ikinci yarısından itibaren ise Türklerin hakimiyetine girmiştir. 1923 yılında Cumhuriyetin ilanıyla Muğla iline bağlı bir ilçe olmuştur.
Geçmişte, Milas’ta Türklerden sonraki ikinci etnik grup Rumlar kabul edilir. 19.yüzyılda Milas’ta Rumlardan sonraki ikinci azınlık Musevilerdir. Milas’ın 19.yüzyıla ait bilgisini veren W.Turner’a göre 18181 yılında Milas’ın nüfusu 2.000 hane idi. Bu hanelerin 130’u Rum,30’u Ermeni ve 10 tanesi Yahudilere aitti.
Yahudiler, Milas’ta “Yahudi Mahallesi” olarak da bilinen Hocabedrettin Mahallesi’nde ikamet etmişlerdir. Yahudi aileler zamanla Milas’tan göç etmişlerdir. Göçleri 1965-1975 yılı arasında yoğunlaşmıştır. Bugün Milas’ta Yahudilere ait bir mezarlık bulunmaktadır. Milas geçmişte farklı kültür ve inanıştan insanların barış içinde yaşadığı bir kent olmuştur.
Hocabedrettin mahallesinde bulunan halen halk eğitim merkezi olarak hizmet veren bu yapı, yakın zaman önce bu mahallede yaşayan Musevi vatandaşlarımıza ait bir sinagog idi. Bu binanın ön kısmında ki sokak da (şimdi ki adı ile Park caddesi) sinagogda görev yapan haham başının halen yıkık durumda olan evi bulunmakta idi.
Bu devrede gayrimüslim cemaatler, Milas’ın merkezinde yaşıyorlardı. 1890’larda 300-400 civarında olan Milas Yahudilerinin sayısı, 20. yüzyılın başlarında bine ulaştı. Bunda özellikle Milas’ın çevre illerden aldığı göçler önemli rol oynamıştı. Özellikle 1. Dünya Savaşı sırasında Rodos, Kos ve Bodrum, İtalyanların hücumuna maruz kalmış, Yahudi cemaati de daha güvenli gördükleri Milas’a göç etme yoluna gitmişti.
Bir de Sodra Dağının eteklerinde Gümüşlük mezar anıtının biraz yukarısında bulunan cemaate ait mezar alanı var tabii. Zaten bu alan, ilçedeki Yahudi varlığının tek somut nişanesi. Burada yaklaşık 100-150 kadar mezar taşı bulunmaktadır.
Avram Galante’nin belirttiğine göre mezarlıktaki en eski taş 1795 tarihini taşıyor imiş. Mezarlık 2000’li yılların başında içler acısı bir durumda idi. Kabir taşlarının kimisi parçalanmış, kimisi çevredeki gecekonduların inşasında kullanılmış, bir kısmı da çamurluk bir araziye kaldırım taşı olarak döşenmişti. Bu durumu bizzat müşahede eden ve aslen Milaslı olan Josef Malki, gördüğü manzara karşısında çevredeki halka serzenişte bulunmuş ve bunun neticesinde dönemin Belediye Başkanı Nevzat Çağlar Tüfekçi’nin girişimleri ile en azından kabristanın etrafı tellerle çevrilerek birkaç ağacın dikilmesi yoluna gidilmişti.
Günümüzde ise mezarlığın etrafı bir duvarla çevrili ve iğreti kapısı açık. Temmuz 2015 itibariyle taşların bir kısmı sapasağlam ancak bir kısmı parçalanmış ya da yazıları silinmiş halde. Mezar alanının girişinde hemen sol köşedeki bir alan, hangi akla hizmet ise çocuk parkı olarak düzenlenmiş. Cemaat mensuplarından bir kısmı halen atalarının mezarını ziyarete geliyorlar. Eğer Milas kaymakamlığı ya da belediyesince önlem alınmazsa Ege’nin en önemli Yahudi mezarlıklarından biri olan bu kabristan ya üzerinde organize sanayi sitesi yükselen Tire Yahudi Kabristanı gibi yok olacak ya da Bodrum’da bir iki düzine taştan ibaret olan Yahudi maşatlığı misali can çekişir bir hale gelecek.
Milas belediyesi, bu mezarlığın temizlenerek, intizama sokulması konusunda, yaşamakta olan Musevi vatandaşlarının da bilgilerini alarak, çok geçmeden harekete geçmelidir.
Milas geçmişine sahip çıkmalıdır.