(2. Bölüm)
Halk Kültürü elementleri zamanla birincil işlevini tamamlayarak, ilk anlamını kaybedip yeni bir biçime bürünmüştür. Bu nedenle çeşitli toplumsal faaliyetlerde kullanılan halk kültürü ürünleri, faaliyetlerin varlığına bağlı olarak süreklilik kazanmıştır. Bunun yanı sıra, sosyal, ekonomik, kültürel ve teknolojik sebeplerle yaşanan değişimin sonuçları yeni bir başlangıç olarak karşımıza çıkmaktadır. Prof.Dr. Gürbüz Erginer bu fonksiyonel değişim konusunda şunları söylemektedir: “Tüm kültür öğeleri yok olurlar, değişirler ya da yeniden yaratılırlar. Söz konusu değişim ya da yaratılma elbette kişi ve kurumlar tarafından gerçekleştirilebilir. Bu bağlamda diğer kültür öğelerinden edindiğimiz bilgiler doğrultusunda halk kültürü ürünlerinde de doğal ortamdaki değişmeler uzun bir zaman diliminde ve yavaş yavaş oluşacaktır. ”
Yaratılan bir halk kültürü elementi en yakın komşu bölgelere (suya bir taşın altılması gibi) dalga dalga yayılır.
Başka bir deyişle belli bir bölgede oluşan halk kültürü unsurları zamanla diğer bölgelere yayılarak o kültürün de bir parçası konumuna gelmektedir.
Türk halk kültürü çalışmalarına bakıldığında karşılaştırmalı çalışmaların olmadığı, araştırmalarda kuramsal yaklaşımlardan uzak, salt betimsel veri depolarının oluşturulduğu görülmektedir. Zamana bağlı olarak görülen bu değişim ile halk kültürü ürünleri, kent kültüründe de yerini almıştır, bu husus Halk kültürünün çalışma dışı zamanın değerlendirilmesinde, önemli bir yer tutmaktadır. Kent kültürünün bir parçası olan halk kültürü çalışmalarında kendisini geleneksel faaliyetler ile açıklamaktadır.
Halk kültürü öğesi olarak değerlendirilen yerel halk kültürü geleneği ile sahne oyunlarının iç içe girdiği görülmektedir. Eğitilmiş oyuncular yerel ortamlarda oyun lideri olarak görev almaktadır. Dolayısıyla geleneksel halk kültürü ürünlerine direkt etkileri olmakta, zaman içerisinde taklit edilen konumuna gelmektedir. Bu eğitimli oyuncuların yerel halk kültürü ürünlerinin değişimini etkiledikleri görülmektedir. Bu iki yönlü iletişim, halk kültürünün evrimleşme sürecinde kendiliğinden gelişen bir ilişki şekli olarak işlev görmektedir.
(Devamı gelecek yazımızda)