Pers İmparatorluğu yani şimdiki İran toprakları, dünyanın en eski medeniyetlerinden birine ev sahipliği yapmıştır. MÖ 6. yüzyılda kurulmuş olan Pers İmparatorluğu (Ahameniş İmparatorluğu), döneminin en büyük imparatorluklarından biriydi. Başkenti Persepolis olan bu imparatorluk, İskender’in istilasına kadar varlığını sürdürdü.
İskender’in imparatorluğunun yıkılmasından sonra, Partlar ve ardından Sasani İmparatorluğu bölgede hâkimiyet kurdu. Sasani İmparatorluğu, Roma ve Bizans İmparatorluklarıyla uzun süren savaşlar yapmıştır. 7. yüzyılda Arap Müslümanlar tarafından fethedilen İran, İslamiyet’in yayılmasıyla önemli bir kültürel dönüşüm yaşadı. Abbasi Halifeliği döneminde İran, bilim, sanat ve felsefe alanında büyük katkılar sağladı.
16. yüzyılda kurulan Safevi İmparatorluğu, Şii İslam’ı devlet dini olarak kabul eden ilk büyük imparatorluk oldu. Safeviler, Osmanlı İmparatorluğu ile sık sık çatışmalara girdi.
19 ve 20. yüzyıllarda Kaçar ve Pehlevi hanedanları İran’ı yönetti. 1979 yılında gerçekleşen İslam Devrimi ile Pehlevi Hanedanı devrildi ve İran İslam Cumhuriyeti kuruldu.
İran, askeri açıdan bölgesel bir güç olarak kabul edilmektedir. Askeri güç unsurları şu şekildedir:
1. *Konvansiyonel Kuvvetler: *
– *Kara Kuvvetleri: * İran’ın kara kuvvetleri, yaklaşık 350.000 aktif personel ile önemli bir büyüklüğe sahiptir. Zırhlı birlikler, topçu birlikleri ve mekanize piyade unsurlarından oluşur.
– *Hava Kuvvetleri: * İran Hava Kuvvetleri, çoğunluğu eski Sovyet ve Amerikan yapımı uçaklardan oluşan yaklaşık 30.000 personelden oluşmaktadır.
– *Deniz Kuvvetleri: * İran’ın deniz kuvvetleri, Basra Körfezi’nde ve Hürmüz Boğazı’nda stratejik bir öneme sahiptir. Denizaltılar, firkateynler ve sürat tekneleriyle donatılmıştır.
2. *Asimetrik Savaş Kapasiteleri: *
– *Devrim Muhafızları: * İran İslam Devrim Muhafızları Ordusu (IRGC), konvansiyonel ordudan ayrı olarak faaliyet gösteren ve devrim ideolojisine bağlı bir güçtür. IRGC’nin Kudüs Gücü, yurtdışındaki askeri operasyonları yürütmektedir.
– *Balistik Füze Programı: * İran, geniş bir balistik füze cephaneliğine sahiptir. Bu füzeler, kısa, orta ve uzun menzilli türlerde olup, İran’ın caydırıcılık stratejisinin önemli bir parçasıdır.
– *Dron Teknolojisi: * Son yıllarda İran, insansız hava araçları (İHA) geliştirme ve kullanma kapasitesini önemli ölçüde artırmıştır.
İran’ın askeri stratejisi, savunma ve caydırıcılık üzerine odaklanmıştır. Bölgesel güvenlik dinamiklerinde önemli bir rol oynayan İran, aynı zamanda nükleer programı nedeniyle uluslararası alanda dikkat çekmektedir.
Yukarıda verdiğimiz bilgiler ışığında İran askeri anlamda içine kapalı bir devlet olduğu için tam olarak bilinmese de küçümsenemeyecek bir güce sahiptir.
Ancak bugünlerde Ortadoğu’da yaşananlar aslında siyaseten ve askeri açıdan doğru okunmalıdır.
İran bir misilleme yapar yapmasına da çokta kayda değer olmaz bu misilleme nedeni ise şu; İran yönetimi sanıldığı gibi ABD düşmanı değil, müttefikidir yani ABD’yi karşısına alacak bir hamle yapmaz. Bunu korkusundan değil, müttefiklikten yapmaz.
Daha öncede yazmıştım toplumlar ile o toplumları yöneten güç odaklarını karıştırmamak lazım.
İran halkı ile hükümetini ayırıyoruz.
Sonuç olarak Ortadoğu’da büyük bir savaş bekleyenler kısa vadede yanılırlar.
Ne İsrail ne İran haddini aşmaz birbirlerini üzmezler.
İran ve Türkiye’nin dış politikası bu bağlamda birbirine çok benzer bizde İran gibi hem ABD ile hem de Rusya ile yakın müttefikiz ve hatta organik olarak İsrail’le bile.
Zira öyle olmasa hala kürecik radar üssü ve Manavgat suyu İsrail’e hizmet eder mi?
Türkiye karşısında yok hükmünde olan bir İsrail’e hala haddini bildirmiyor olmak hem İran hem de bizim için ne acı değil mi?
Sonra kahrolsun İsrail…!!!
Yok yok kahrolacak olan bizleriz kusura bakmayın.