Sayın Erdoğan tarafından 2024 yılı emekliler yılı ilan edilmiş onların gönüllerine gireceğiz denmişti.
Ancak yıl bitiminde emeklilerin bırakın gönlüne girmeyi emekliyi kendine küstüren bir siyasi yol izlendi.
Emekliler sosyal yardımlar almadan, eş, dost, akraba, çocukların desteği olmadan nefes dahi alamaz oldu.
Sadece maddi anlamda yaşadıkları zorluklar değil, sosyal ve kültürel birçok alanda emekliler için zor bir yıl geçti.
Ne yerel yönetimlerin nede hükümetin reklam sloganı olarak kullanmak dışında hiçbir şey yapmadığı emekliler göstermelik birkaç çalışma ile avutulmaya çalışıldı.
Oysa ki son genel seçimlerde ortaya çıkan sonuçta etkili olan emekliler kimse tarafından doğru bir şekilde anlaşılamamış gibi duruyor.
Dünyada özellikle pandemi süreci ile birlikte ortaya çıkan emekliler devletlere yük oluyor dolayısı ile bunlardan kurtulmalıyız yönündeki akım ne yazık ki tesirini ülkemizde de göstermektedir.
Emekli vatandaşların sosyal sorunları sokaktaki karşılıkları, onlar için sunulması gereken hizmetleri düşününce ne iktidar nede ana akım muhalefetin çokta önemsemediği bir kesimi temsil ediyorlar gibi duruyor.
Birde bugünün gündemi olan emekli maaşları üzerinden de bir değerlendirme yapacak olursak emekliye verilen zam oranı ve 15 bin lira bile yapılmayan en düşük emekli maaşına bakınca iktidarın emekli diye bir derdi olmadığı ortada ancak bakıyorsunuz medyada boy gösteren ana akım muhalif liderlere en babası şunu diyor en düşük emekli maaşı asgari ücrete eşitlenmeli bu bile aslında muhalefetle iktidarın aynı merkezden yönetildiğinin kanıtı.
Zira biri iyi biri kötü polisi canlandırıyor.
Olması gereken adaletli olan ise en az asgari ücretin %25 daha fazlası olmalı en düşük emekli maaşı ki adaletli ve vicdanlı bir yaklaşımla belirlenmiş olsun.
Geldik 2025’e bu yılı da Sayın Erdoğan ‘Aile Yılı’ ilan etti.
Açıkçası aile kavramını büyük ölçüde yitirdiğimiz bir dönemdeyiz. Bunu sokağa çıkıp gözlem yapan herkes veya evinde bile gözlemleyebilir bir çoğumuz.
Ancak hala örf ve adetlerine bağlı aile bilinci olan aile dokusu bozulmamış aileler içinde endişe içinde olmamak mümkün değil özellikle emekli yılında emeklilere görülen revadan sonra.
Zaten durdurulamayan bir yozlaşma hali söz konusu iken emekli yılında emekliye zulmü reva görenler aile yılında aileye ne yaparlar sorusu geliyor akla.
Büyüğe saygı, küçüğe sevgi, merhamet, empati, hoşgörü, şefkat, sadakat, güven gibi temel esaslarla sağlam temeller üzerine kurulu aile yapısı oluşturup ailelerin güven ve huzurunu sağlamak için çaba gösterebilecek bir siyasal iktidar yada ana akım muhalefet görebiliyor musunuz?
Açıkçası medyamızın gözümüze soktuğu partilerde veya siyasal iktidarda buna yönelik bir ışık ben göremiyorum.
Dünya kendi kıyametini kendi eliyle ve tüm gücüyle koparmanın peşine koşmakta,
Bize gelince 2025’te 2024’ü yani her yıl bir önceki yılı arayacağız her konuda gibi gözüküyor.
Allah hepimizin gönül gözünü açıp dünyaya böyle bakmamızı sağlasın inşallah
İstenirse çözülmeyecek sorun yoktur ama istemeyince bahane çoktur.
Siz tarafınızı seçip yolunuza ona göre devam etmelisin.
Bir not bırakalım aşağıya;
“İnsanlar ile hayvanları ayıran en önemli fark insanın düşünebilmesidir, fakat insanların en çok düştüğü hatada düşünmemektir.”
