İstanbul Escort Şişli Escort Mecidiyeköy Escort Taksim Escort Beşiktaş Escort Ataköy Escort Bakırköy Escort Halkalı Escort Bahçeşehir Escort Şirinevler Escort Avcılar Escort Beylikdüzü Escort Avrupa Yakası Escort Anadolu Yakası Escort Ataşehir Escort Kadıköy Escort Ümraniye Escort Maltepe Escort Kartal Escort Pendik Escort Mersin Escort Antalya Escort İzmir Escort Bursa Escort Ankara Escort Kayseri Escort Konya Escort İzmit Escort Kocaeli Escort Bodrum Escort Samsun Escort
reklam
reklam
DOLAR 34,3054 % 0.31
EURO 37,5445 % -0.07
STERLIN 44,9573 % 0.06
FRANG 39,9613 % 0.11
ALTIN 2.928,22 % 1,35
BITCOIN 62.196,28 -1.842
reklam

BAĞIMSIZLIK NEDİR?

Yayınlanma Tarihi : Google News
BAĞIMSIZLIK NEDİR?
reklam

Bağımsızlık veya istiklâl, bir milletin veya bir devletin, kendi vatandaşları veya nüfusu tarafından erkince yönetilebilmesidir. Yani egemenlik haklarının başkası bir milletin veya bir devletin elinde olmamasıdır. Ulusal bağımsızlık, vatan yani toprak parçası üzerinde yaşayan milletin; herhangi başka bir milletin esirliği, hakimiyeti ya da boyunduruğu altına girmeden kendi geleceğini kendi özgür iradesiyle belirlemesi, kendine ait topraklarda hür bir şekilde yaşaması ve başka hiçbir güç tarafından kontrol edilmemesine verilen isimdir. Diğer adı milli istiklaldir.

Ulusal bağımsızlık kısacası özgürlük anlamına gelir. Bir milletin başka bir milletin boyunduruğu altına girmeden özgür bir şekilde yaşaması olarak da nitelendirilebilir. Eğer bir millet başka bir millet tarafından işgal edilirse ya da başka bir milletin esareti altına girerse artık o millette bağımsızlık kavramından bahsedilemez. Ulusal bağımsızlık sadece siyasi bağımsızlığı değil ekonomik bağımsızlığı da kapsar ve bu nedenle sömürgeciliğe karşı gelir. Bir milletin ekonomik anlamda da başka devletlere bağımlı olmadan yaşaması gerektiğini savunur.

Bağımsız olmak, başkaca güçlerin güdümüne girmemek, diğer devletlerle birlikte oluşan topluluklarda Türkiye’nin millî çıkarlarının gerektirdiği biçimde davranabilmektir. Atatürk için tam bağımsızlık “siyasi, malî, iktisadî, adlî, askerî, kültürel ve benzeri her hususta” gerçekleşmelidir.

Bu çatışmacı ortamda, ezilen halkların bağımsızlık kazanmak için sürdürdüğü mücadelenin haklı savaşını bir yana bırakırsak, ilkeyi kullanarak isyanları ve iç savaşları destekleyen devletlerin bu çatışmalardan beslenerek geliştiğini de unutmamalıyız. Bu devletlere “emperyalist devletler” demekteyiz.

Bir halkın, yabancı bir yönetim olmaksızın kendi siyasal, ekonomik ve kültürel isteklerini uygulama hakkı bulunur…

Belli bir toprak parçasında yaşayan ortak özeliklere sahip bir topluluğun yabancı bir güce bağlı olmadan geleceğini, uluslararası alandaki yerini belirleyerek kendi devletine ve egemenliğe sahip olması, o devletin en büyük hakkıdır. Bu yaklaşım, önceden var olan veya var olduğu düşünülen egemenlik hakkından doğmakta işgal ya da sömürge altındaki halkların uluslararası durumlarına karar vermelerine sonuç olarak bağımsızlığa kavuşmalarına işaret etmektedir.

Kapitalizmin “küreselleşmesi”, bir başka deyişle emperyalist sermayenin birikimi ve dolaşımı, malların dünya ölçeğinde üretimi ve pazarlanması önündeki tüm “ulusal” duvarların ABD’nin ekonomik, politik ve askeri gücüyle yıkılması, emperyalizmin ve dünya kapitalist sisteminin tahlili ve tanımı konularında yeni kuramsal ve politik tartışmalara yol açmış durumda. Sovyet sisteminin dağılarak başta Rusya olmak üzere pek çok yeni burjuva devletin inşası, Çin’in hızla kapitalist ekonomiye geçişi ve bu yolda dev adımlarla ilerlemesi, bu arada Brezilya, Hindistan benzeri yeni “gelişmekte olan güçlerin” sahneye çıkması, hatta Avrupa Birliği’nin (AB) kendisini (umarsız bir biçimde) yekpare bir emperyalist güç haline dönüştürmeye çabalaması, bu tartışmaları şiddetlendirmektedir.

Türkiye, son on beş yılın gelişmeleri, uygulanan neokapitalist politikaların ülke ekonomisini küresel sisteme entegre etmiş olması, 2000’li yıllarda yakalanan yüksek büyüme oranları, artan ticaret hacimleri, vb. içerde ve dışarda Türkiye’nin bölgesel bir güç olarak gelişmekte olduğuna ilişkin yorumlara yol açıyor. Bunlar, inkâr edilemeyecek gerçekler, ama bunlar Türkiye’nin emperyalist dünya sistemi içindeki konumunda ve ülke olarak (Marksist tahlil açısından) niteliğinde bir değişikliğe yol açıyor mu? Açıyorsa bunun politik sonuçları ne olabilir?

Soruna ağırlıklı olarak ekonomik açıdan yaklaşacağız. Zira alt emperyalizm kavramı da bu tip ülkelerin ekonomik gelişmişlik düzeyinden ve niteliğinden hareketle geliştiriliyor. Ama elbette bu ve benzeri tanımların politik ifadeleri de vardır ve sonuç itibariyle her politik tutum kendini bir programda somutlar. Çabamız, devrimci Marksizm’in programatik inşasına yardımcı olmaktır.

Türkiye’ye gelen yabancı sermaye yatırımları ülkenin II. Dünya Savaşı sonrasında oluşan yeni emperyalist sisteme daha derinden entegrasyonu açısından önem kazanmıştır. Savaş sonrası dönemde Türkiye, daha önceki sömürgelerini yitirmekte olan İngiliz ve yenik Alman emperyalizmlerinin yörüngesinden uzaklaşarak, yeni dünya egemeni ABD’nin yörüngesine yerleşme sürecine girer. 1950’ler esas olarak ABD şirketlerinin dünyaya açılma dönemidir. 1944’te Bretton Woods anlaşmalarıyla doların uluslararası kabul edilmesiyle birlikte ABD çokuluslu şirketleri dünya ölçeğinde yatırımlara yönelirler. Bu yatırımların büyük bölümü, o dönemde teknoloji ve altyapı unsurlarının etkisiyle kârlılık oranlarının daha yüksek olduğu gelişmiş Avrupa ülkelerine yöneliktir, bununla birlikte pek çok azgelişmiş ülke ABD şirketlerine çeşitli vergi istisnası, muafiyet ve teşviklerin yanı sıra pazar öncelikleri, altyapı hizmetleri ve hatta tekel hakları tanıyarak yabancı yatırımları çekmeye çalışır. Öyle ki, ABD kökenli çokuluslu şirketlerin yurt dışındaki üretimleri ABD ihracatının 1960 yılında yaklaşık olarak 3 katına, 1971’de ise 4 katına ulaşır. 1970’lere kadar gelişmiş ülkelerin toplam dış yatırımlarının yarıya yakın bölümü ABD’ye aittir.

Yurdumuz, bağımsız bir ülke midir?

Gerek alt yapı zenginliği gerekse halkımızın eğitimi ve eğitilmesi konularında yurdumuz, ne yazıktır ki, emperyalist ülkelerin etkisi altında, büyük bir gelirin pazarıdır.

reklam

YORUM YAP