Bugün cumhuriyetimizin ilan edilmesinin tam 101. yılı… Büyük önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü 101 yıl sonra minnetle ve şükranla anıyoruz. Onun dediği gibi, “CUMHURİYET, SONSUZA KADAR YAŞAYACAKTIR…”
Cumhuriyet, siyasi gücün halk ve temsilcileri tarafından paylaşıldığı bir devlet yönetim şeklidir ve yapısı gereği monarşinin yokluğu üzerine kuruludur. Bir cumhuriyette temsil, genel vatandaşlar tarafından serbestçe seçilebilir veya seçimle belirlenebilir.
Mustafa Kemal Atatürk, Türkiye’yi bütün kurumları ile çağdaş uygarlığın bir üyesi yapan, insanlık tarihine mal olmuş büyük bir önderdir. O’nun yüceliğini her yönüyle temsil edecek, ilke ve inkılâpları ile çağdaşlaşmaya yönelik düşüncelerini yansıtacak bir anıtmezar yapma fikri, Atatürk’ü kaybetmenin derin hüznü içindeki Türk milletinin ortak isteği olarak belirmiş ve yapımına karar verilmiştir.
Atatürk’ün 10 Kasım 1938’deki ölümünün ardından naaşının, Ankara’da bir anıt mezar inşa edilene kadar Ankara Etnografya Müzesi’nde kalacağı açıklandı. Anıt mezarın inşa edileceği yeri belirlemesi amacıyla hükûmet tarafından bir komisyon kuruldu. Hazırlanan rapor doğrultusunda, 17 Ocak 1939’daki Cumhuriyet Halk Partisi meclis grubu toplantısında yapının Rasattepe’ye inşa edilmesine karar verildi. Bu kararın ardından ilgili arazide kamulaştırma çalışmaları başlatılırken yapının tasarımının belirlenmesi amacıyla 1 Mart 1941’de uluslararası bir proje yarışması açıldı. 2 Mart 1942’de sona eren yarışma sonrasında yapılan değerlendirmeler sonucunda, Emin Onat ve Orhan Arda’nın projesinin, birtakım değişikliklerle uygulanmasına karar verildi ve 9 Ekim 1944’te gerçekleştirilen temel atma töreniyle inşaata başlandı. Dört kısım hâlinde gerçekleştirilen inşaat, yaşanan birtakım sorunlar ve aksaklıklar nedeniyle planlanandan geç olarak Ekim 1953’te tamamlanırken, inşaat devam ederken dahi projede değişiklikler yapılmıştı. 10 Kasım 1953’te gerçekleştirilen bir törenle, Atatürk’ün naaşı buraya nakledildi.
Büyük önderimiz Gazi Mustafa Kemal’in mezarına, onun hayranları olan milletimiz tarafından ziyaret edilir. Saygıda bulunulur. Burada sadece onun bizlere emanet ettiği cumhuriyetimiz ve milletimiz için saygı durulur.
Onun bizlere bırakmış olduğu laik cumhuriyetimize, ne yazıktır ki, zamanımızda aykırı bir şekilde ortaya çıkan siyasilerimiz bulunmaktadır. Onun mezarını siyasi çıkarları uğruna, göstermelik olarak ziyaret etmek zorunda kalmaktadırlar.
Özellikle başımızda bulunan iktidar partisi kurucuları ve genel başkanları, Ata’mızın mezarını mecburiyet içinde kaldıkları için, ziyaret etmektedirler. Bu ziyaretlerini de bir siyasi arena imiş gibi kullanmaktadırlar. Bir mezar olan Ata’mızın kabrini siyasal hedefleri doğrultusunda kullanmaya çalışmaktadırlar. Bu davranışların ne İslamiyet’te ne de başka inanışlarda asla yeri yoktur.
Kendi siyasi partililerinin toplanılarak getirilmiş oldukları anıtkabir ziyaretinde, genel başkanları için alkışlarla tezahüratta bulunmaları, öncelikle kabir saygısına ters düşmektedir. Bu insan topluluğunun, genel başkanlarına alkışlarla destek olmaları arkasından, kabri ziyaret edilmeden terk etmeleri de dikkat çekmiştir. Orası asla bir gösteriş yeri değildir.
Kendi anti laik düşünceleri ile, cumhuriyetimizi, kendi istek ve arzularına göre değiştirmek, hiç bir siyasetçinin ve hiç bir partinin yapamayacağı kavramdır.
“Hâkimiyet, bilâkaydü şart Milletindir. İdare usûlü halkın mukadderatını bizzat ve bilfiil idare etmesi esasına müstenittir. Türkiye Devletinin şekl-i Hükûmeti, Cumhuriyettir.”
Mustafa Kemal Atatürk