3. Bölüm
(Geçen makalemizden devam)
Size şimdi milli zeybek raksımıza medhal olmak üzere kabul ettiğimiz Sarı Zeybek türküsünü okuyacağım ve okuduktan sonra tahlil edeceğim.
Sarı Zeybek şu dağlara yaslanır
Yağmur yağar siifıhları ıslanır
Bir gün olur deli gönül uslanır
Nakarat
Yazık olsun telli doru şanına
Eğil bir bak mor cepkenin kanına
Su dağları kara duman bürüdü
Üç yüz atlı, beş yüz yaya yürüdü
Sarı Zeybek şu cihanda bir idi.
Efendiler, şu biraz evvel okuduğum şarkının birinci mısrasına bakınız:
Zeybeğin dağa yaslanması k gelmiyor da Sarı Zeybek dağlara yaslanıyor. Biraz sonra Sarı Zeybek bir gün gelip medeniyeti kabul edeceğini işaret ederek deli gönlün uslanacağını söylüyor. Sevgili hayvanına kendisini kurtaramadığı için tariz ediyor ve nihayet kendisini tutmak üzere sekiz yüz kişinin takip ettiğinden bahsediyor.
Efendiler, size sorarım: Bana yer yüzünde bir millet gösteriniz ki kahramanlık menkıbelerinde bir adamın peşinde sekiz yüz kişi koşabilsin. İşte bu kahraman ancak Türk neslinde zuhur edebilir ve onun değtanları, masalları, şarkıları, raksiarı hatta efsaneleri cel kahramanlıkla doludur. Halkın talim ve terbiyesine medar olabilecek hatta belki bütün gençlik için rehber-i hareket ittihaz edilebilecek bir (folklor) a şiddetle muhtacız.
Türkiye Edebiyat Mecmuası, sayı;6, Mayıs1924, s3-5
Not: Selim Sırrı (TARCAN)’ın bu çerçevede sözünü ettiği San Zeybek oyunu Ile ilgili olaylar, gelişmeler ve uygulamalar Için bkz:.a) Selim Sırrı Tarcan, Tarcan Zeybeğl. Ülkü Matbaası, İstanbuL 1948 b) Şerif Baykurt. “Türk Halk Oyunlannın Öğretilip yaygınlaştırılması Üzerine Notlar’ Türk Halk Oyunlannın Değerlendirilmesinde Karşılaşılan Problemler Sempozyumu Bildirileri, Ankara, 1991.61-6