Kamuoyunda “Süper izin yasası” ya da “Torba maden yasası” olarak bilinen 7554 Sayılı Yasa’ya karşı geniş katılımlı direniş eylemi, 3 Ağustos 2025 Pazar, yasadan doğrudan etkilenen İkizköy’de gerçekleştirildi. Saat 11.00’de başlayan eyleme, CHP Muğla milletvekilleri Cumhur Uzun, Süreyya Öneş Derici, Gizem Özcan; Muhtarlar Nejla Işık (İkizköy) Ali Polat (Güllük), Turhan Yıldırım (Alaçam), Mesut Esmer (Balcılar Muhtarı), Barış Ülkü (Ekinambarı), Ali Dere (Karacahisar Muhtarı); köylüler ve Muğlalıların yanı sıra Aydın, İzmir, Çanakkale, Eskişehir gibi illerden çevreciler, demokratik kitle örgütü yöneticileri ve üyeleri katıldılar.
GÜLÇİN ERŞEN
Etkinlik alanına komşu köylerden traktör konvoyu ile gelenler, büyük alkış aldılar.
Köylülerin ürettiği saman, zeytin, karpuz, üzüm gibi ürünlerin yer aldığı köylü kürsüsü önünde, İkizköylü Esra Işık ve farklı köylerden gelen köylüler birer konuşma yaptı. Köylülerin konuşmalarındaki ortak noktalar şöyle özetlenebilir:
“Bu yasa zorla geçirilmiş bir yasadır. Bu yasa zorba yasasıdır. Her ne kadar bu yasa geçirilmiş olsa da bizim için yok hükmündedir. Ankara’da bu yasa tasarısı tartışıldığı dönemde tuttuğumuz nöbetle, verdiğimiz mücadeleyle, kararlılığımızla Türkiye’ye, memleketimize duyurduk. Direnişimizi büyüttük. Ankara’dan ayrılırken köy köy bu yasayı, bize yapılanları anlatacağımızı bu mücadeleyi ilmek ilmek öreceğimizi söylemiştik. Bugün burada komşu köylerimizle, muhtarlarımızla, dostlarımızla, halkımızla buluşmak bunun ilk adımıydı. Bu yasayı tanımıyoruz. Bu yasayı uygulatmayacağız. Zeytinimize, toprağımıza dokunmaya kalkarlarsa karşılarına dikileceğiz, etten duvar olacağız, izin vermeyeceğiz. Mücadelemizi güçlendirerek sürdüreceğiz!”
“Gündüzümüz gecemiz birbirine karıştı”
Yıllardır sürdürdükleri Akbelen nöbeti sonrası, yasanın gündeme gelmesiyle, “Bizim gündüzümüz gecemiz birbirine karıştı” diye konuşan İkizköy Muhtarı Nejla Işık’a göre; “Mesele sadece zeytini taşımak değil; köylülerin kökünü toplayıp atmak..” Kendilerinin, çocuklarının geleceğinin, su kaynaklarının da yok edilmek istendiğini söyleyen Işık; “Bu yasa sizin, şirketlerin; topraklar bizim dedik. Örgütlenmeyi büyüteceğiz; büyütmeye, çoğaltmaya devam edeceğiz” dedi.
Etkinliğe katılan milletvekilleri de yaptıkları konuşmalarda özetle şunları söylediler:
Cumhur Uzun: “Anayasa Mahkemesi’nden bunun yürütmesinin durdurulmasını istiyoruz. Bir an önce zeytinlerin ortadan kaldırılmasına sebep olunmadan müdahale edilmesini istiyoruz. Talep dilekçemizde de bu konunun altını özellikle çizdik.”
Gizem Özcan: “Halkımızın, yurttaşlarımızın karşı çıkmalarına, bu konuda bilim insanlarının raporlarına rağmen ne yazık ki Meclis’ten geçti. Halka rağmen yapılan hiçbir şeyin başarıya ulaşma ihtimali yok. Bu yasa su kaynaklarımızı da tehdit ediyor.”
Süreya Öneş Derici: “Her zaman, her yerde beraberiz. Kurtuluş yok tek başına… Bu köylü, bu milletin efendisidir. Atatürk böyle demiştir. Laik, demokratik bir hukuk devleti olması için, Türkiye Cumhuriyeti’ni korumak için, toprağımızı korumak için ne gerekiyorsa yapacağız. Onlar gidecek, biz kalacağız.”
Köylülerin hazırladığı aşurelerin dağıtılması ve zeybek oyunlarıyla sona eren etkinlik boyunca, “Direne direne kazanacağız”; “Havama, suyuma, toprağıma dokunma”; “Katil Limak, Akbelen’den defol”; “Maden yasasını tanımıyoruz”; “Zeytine dokunan eller kırılsın”; “Yasa şirketlerin, topraklar bizimdir” sav sözleri yinelendi.






