Anayasada belirtilen Cumhuriyetin niteliklerini, siyasi, hukuki, sosyal, laik, ekonomik düzeni değiştirmek, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmak, Türk Devletinin ve Cumhuriyetin varlığını tehlikeye düşürmek, Devlet otoritesini zaafa uğratmak veya yıkmak veya ele geçirmek, temel hak ve hürriyetleri yok etmek, Devletin iç ve dış güvenliğini, kamu düzenini veya genel sağlığı bozmak amacıyla bir örgüte mensup kişi veya kişiler tarafından girişilecek her türlü suç teşkil eden eylemlere terör denir.
Türkiye’nin doğu ve güneydoğusu, Irak’ın kuzeyi, Suriye’nin kuzeydoğusu ve İran’ın kuzeybatısını kapsayan bölgede özyönetim kurmayı amaçlayan ve bu amaçla söz konusu topraklara sahip olabilmek için askerî hedeflere, köy korucularına ve sivillere karşı saldırılar düzenleyen yasa dışı ayrılıkçı silahlı örgüt PKK; Avrupa Birliği ülkeleri, NATO, Amerika Birleşik Devletleri, Avustralya, Japonya, Kanada, Kazakistan ve bölgedeki Türkiye, Suriye, Irak ve İran’ın da aralarında bulunduğu çeşitli ülke ve uluslararası kuruluşlar tarafından terör örgütü olarak tanınmaktadır.
Rusya, Çin, Hindistan, İsviçre, Mısır, İsrail, Tunus, Suudi Arabistan, Ukrayna, Birleşik Arap Emirlikleri ise PKK’yı terör örgütü olarak kabul etmeyen ülkelerden bazılarıdır.
Abdullah Öcalan yakalandıktan sonra; KADEK (Kürtçe: Kongreya Azadî û Demokrasiya Kurdistanê, Türkçe: Kürdistan Özgürlük ve Demokrasi Kongresi) ve Kongra-Gel (Halk Kongresi) isimlerini de kullanmıştır.
1978 yılında, Lice’nin Fis köyünde Abdullah Öcalan ve kendisini destekleyen 21 kişi tarafından kurulan, PKK’nın ideolojisi, 2005 yılına kadar Marksizm-Leninizm, ardından demokratik konfederalizm üzerine kurulu olmuştur. PKK terör örgütü gerek cephane, gerekse silah olarak Amerika tarafından da desteklenmektedirler.
Diğer taraftan İŞİD olarak tanımlanan diğer bir terör öğürtüde bulunmaktadır.
IŞİD (Irak Şam İslam Devleti) Suriye ve Irak’ta faaliyet gösteren silahlı bir yapılanmadır ve 10 Ekim 2013 tarihinden itibaren Türkiye tarafından terör örgütü olarak kabul edilmektedir. Hareketin görünürdeki amacı İslâm esaslarına dayalı bir şeriat devleti kurmaktır. Halen bu örgüt Suriye topraklarında ilerlemektedir. Esad rejimine karşı olarak Suriye de İslami bir devlet kurmak istemektedirler. Bu terör örgütü diğer başka devletler tarafından da desteklenmektedirler. Öncelikle destekleyen devletlerin başında, öncelikle Amerika gelmektedir. Bunun akabinde bazı İslam ülkeleri de bu örgüte silah ve cephane yardımlarında bulunmuşlardır.
Türkiye, güney komşusu Suriye’nin kuzeyinde bulunan Suriye Demokratik Güçleri (SDG) çatısı altındaki en faal ve hakim konumdaki silahlı örgüt Halk Savunma Birlikleri’ni (YPG), Kürdistan İşçi Partisi’nin (PKK) Suriye kolu olarak tanıyor.
İktidar partisi olan Adalet ve kalkınma siyasi partisinin yandaşı ve destekçi ortağı olan MHP partisi genel başkanı Devlet Bahçeli’nin Abdullah Öcalan ile kurmak istediği bağlantının esas amacının ne olduğu ise merak konusudur.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin PKK lideri Abdullah Öcalan’ın Meclis’e gelerek, PKK’nın lağvedildiğini açıklaması teklifi ve bunun sağlanabilmesine ilişkin çıkışı siyasetin gündemi oldu. Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Bahçeli’nin çağrısına destek vererek “Hep beraber terörün olmadığı Türkiye’yi inşa edelim istiyoruz” demişti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, AKP Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, Bahçeli’nin çağrısı için ‘tarihi fırsat penceresi’ ifadesini kullandı.
Erdoğan, “Türkiye’nin geleceğinde teröre yer olmadığını herkesin idrak etmesini bekliyoruz. Cumhur İttifakı tarafından açılan tarihi fırsat penceresinin kişisel hesaplara kurban edilmemesini ümit ediyoruz. Hep beraber terörün ve şiddetin olmadığı bir Türkiye’yi inşa edelim istiyoruz” dedi.
Bütün bunlar, yapılması düşünülen erken seçimlerde başımızda bulunan iktidarın, Kürt ağırlıklı bölgelerimizin seçmenlerinden alınacak olan oylar olabilir mi? Diğer bir taraftan, PKK terör örgütüne destek verildiği suçlamaları ile görevlerinden alınan belediye başkanlarının yerlerine atanan kayyumların, belediyelerde ki çalışmalarının ne şekilde halkımıza faydalı olup, olamayacakları da bilinmemektedir.
Bir yandan PKK terör örgütü suçlaması, diğer taraftan da siyasi ortamın yumuşatılması amacı ile, yakınlaşma çabaları…
Tek bir çıkış, halen olağan üstü hal bölgesi olan Doğu ve Güneydoğu Anadolu’muzun yaşam şartlarının ele alınarak, başta eğitim olmak üzere, işsizliğin giderilmesi ile yeni iş imkanlarının bu bölge vatandaşlarımıza yaratılması gerekir.
