Temelden hareket edersek yapay zeka kuantum uygulamaları, biyo teknoloji, nano teknoloji ve robotlar gibi yeni teknolojilerin geleceğin savaşların yapısını değiştireceği muhakkak. Savaşın doğası değil şimdiye kadar bilinenin dışında yeni savaş stratejisi ve yapılacak alanları değişecek çünkü şimdiye kadar olan savaşın doğası her zaman önceden görmek, tahminde bulunmak, hızlı hareket etmek ve hedefini yok etmek üzerine kurulmuştur. Konvansiyonel kuvvetler artık belirli bir kara parçası üzerine’ de olmadan daha çok uzay’ da yaşanacak olmasına yol açmıştır.
Dünya orduları uzun zamandır, üzerinde durdukları muhtemelen 2035 yılında patlayacak üçüncü dünya savaşına hazırlıklar için birçok tatbikatlar ve simülasyonlar yaptıkları yönünde haberler duyuyor ve okuyoruz. Uzun süredir konuşulan ve bu günlerde İsrail tarafından Lübnan üzerinde denenen uzaktan kumandalı siber saldırı göstermiştir, artık savaşlar eskisi gibi konvansiyonel silahlarla olmayacağı gibi insan benzeri (katil robotlar, eyborglar vb ) teknolojik yapıları’ da içine alacak şekilde. Yeni tip savaş modeli bizi yenidünya düzenine, yeni ideolojisi olan teknokratik materyalizme ve teknokratik diktatörlüğe götüreceği tehlikesi’ yaratmıştır.
Bilim İnsanları ekonomiden İnsan hayatına yenidünya düzenin kuralları belirlemeye yazma’ ya ve İnsanın düşünce ve davranışlarını tasarlanan silahlarla birlikte yeni düzene uyumlu hale getirme gayretindeler. Bu teknolojiler aynı zamanda toplum hayati kadar insan kimliğini’ de değiştirecek cipli insan, makine + insan gibi yeni insan tipleri oluşturmayı 2150 yılına kadar insanı ölümsüzleştirecek bilgi ve teknolojiye ulaşma hedefindeler ne kadarını başaracakları zaman gösterecek. Ünlü filozof (Telos) dediği gibi yeni evrinizmin sonu olan bilimin görünen ve görünmeyen yüzünün evrenle birlikte çalışmasını dikte eden dönüşümü bu günlerde insanlık adına tamamlamaya zorlayacağı çabası içindeler.
1899 yılında ABD patent ofisin başında bulunan Charles H DUELL İcad edilecek her şeyi icat edildiği söylemişti. Ancak bugün teknolojide geldiğimiz baş döndürücü ortama baktığımızda hala gerçeklerden çok uzak olduğumuzu görüyor, biliyoruz bildiklerimiz bilmediklerimizin yanında çok küçük bir parçadır. Hala evrenin temelini oluşturan kara maddenin ve kara enerjinin sırını çözemediğimiz gibi şimdiye kadar dünyada bildiğimiz insanların kan gurubunun dışında yeni bir (RH-WJ ) kan gurubu tespit edildi bu kanı taşıyan insanlar mutasyona uğramadıkları tespit edilmiştir. Denmek’ ki bilmediğimiz daha çok şey var.
1990 yılında başlayarak 2035 yılına kadar olan geçiş zaman içerisinde teknolojiye ulaşmayı özelikle 21 yüzyıl teknolojisini devrimsel çağını temsil etmesi son otuz yılda gittikçe hızlanan teknolojik gelişmeler dünyayı çok önemli değişmelerin eşiğine getirdiği gibi çok büyük tehlikeleri’ de beraberinde getirmiştir.
Eskide herhangi bir teknoloji üretildiğinde daha önce üretilmiş olan teknoloji ile birlikte kullanılırdı. Bütün teknolojik ürünler birlikte kullanır ve yaşardı. Şimdi teknolojiler hızla gelişirken önceden üretilenlerde hızla kullanımdan kalkıyor bir daha kullanılmıyor, her gün yeni konseptler ve teknikler ortaya çıkıyor hala işin çok başında olduğumuz yeni teknoloji devrimi içinde başta iki teknoloji alanındaki gelişmelerin en çok ilgi çekiyor, yapay zeka ve biyoloji bilimidir. Bu dalda en çok gelişmekte olan yenilikler, savunma – uzay – robotik – enerji – çevre – biyo teknoloji – yapay zeka – kuantum teknolojisi ve gelişmiş malzemeler olarak sıralayabiliriz gibi bu dalda eğitim ve üretim yan milletler ancak ayakta kalabilir.
İstikbal Göklerdedir diyen Mustafa Kçmal ATAÜRK’ün sözü ile bitirelim…