Kıymetini henüz anlayamadığımız yaşamanın yurdumuzda hiçbir değeri yok gibi…
İnsan hayatına hiçbir değerin verilmediği, insan hayatının bir türlü korunulmadığı ülkemiz de yaşam zorluklarını incelemek gerekir. Neden ülkemiz de insan hayatı bu kadar değersiz olmaktadır?
Öncelikle toplumumuzun eğitim sistemini incelemek gerekir. Basit bir örnekle, İstanbul da yaşamakta olan nüfusun içerisinden tam 3milyon680 bin kişinin okuma yazma bilmediği ile başlayalım. Otobüs durağında bekleyerek, bineceği otobüsün veya metronun nereye gideceğini bilemeyen bu kadar insanımız bulunmaktadır.
Okul eğitiminden önce aile eğitimi gelir. Ne yazıktır ki eğitimsiz bir ailenin evlatları da genellikle eğitimsiz olmaktadır. Bu eğitimsizlik yaşamın her noktasında karşımıza çıkmaktadır.
Bir de gereken eğitimi almış olmasına karşın hala yanlışlıkların peşinde olanlarda vardır. Bu kesim, başlarında bulunan büyüklerinin veya amirlerinin emir ve görüşlerine uyma zorunluluğunda olanlardır.
Bugün nedense yurdumuzda kadınlarımıza da gereken değer verilmemektedir. Küçük yaşta evlendirilen kız çocuklarımızdan başlayarak, devam eden erkek cinsinin üstünlüğü görüşü büyük bir acıdır.
Almanya’nın Bavyera bölgesinde maden ocakları bulunmaktadır. Ve bu ocakların mevcudiyeti yurdumuzda ki maden ocaklarına göre çok fazladır.14 Ekim’de Bartın Amasra’da meydana gelen maden patlaması ardından internette madenler hakkında birçok paylaşım yapıldı. Almanya’da bulunan maden ocaklarında oluşan insan ölümleri yurdumuza göre çok daha azdır. Ya biz de…?
Diğer tarafta yurdumuzun deprem kuşağında olması bazı önlemleri almamızı gerektirmektedir. Bu önlemlerin başında yapıların inşaat ruhsatlarının hakkı ile verilmesi ve kontrol edilmesi gelmektedir.
Dünyada en çok deprem olan ve inanılmaz bir şekilde korunan Japonya’da çok yüksek katlar ile inşa edilen gökdelenler bulunmaktadır. Bu sistem sayesinde sağlı sollu veya önlü arkalı şekilde 3 metreye kadar ulaşan bir mesafede gidip gelirken, katlar arasında esneme paylarının oluşmasıyla binanın yıkılması engelleniyor. Binalar çelik karkas olarak yapılıyor.
Türkiye, yılda 109 milyon metreküp hazır beton üretimiyle Avrupa’da birinci, dünyada ise üçüncü sırada yer alıyor. Bu kadar beton kullanan bir ülke durumunda olan yurdumuzda da artık bu konuda bazı önlemlerin alınması da şarttır.
Gün geçmiyor ki yurdumuzda meydana gelen trafik kazaları ile karşılaşmayalım. Gene başta eğitimsizliğin, ardından da dikkatsizliğin sebep olduğu trafik kazalarının bir an evvel sıkı bir denetleme ile yeni önleyici kanunlar çıkarılması gerekir.
Ülkemizin her noktası inanılmaz tabiat güzellikleri ve kültürleri ile doludur. Bütün dünyanın ilgisini ve beğenisini alan yurdumuzu, gerekli önlemleri alarak yaşanır hale getirmek gerekir.
İnsan değerini maddiyatla ölçmeden yaşamak hakkımızdır.
