Cumhurbaşkanlığı seçimi için adaylar ve adayların adayları büyük bir “ÇABA” içindeler.
Başımızda bulunan iktidar partisinin kurucusu ve başkanı olan cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın karşısına çıkan adayların tüm ülke kapsamında ki faaliyetleri ve toplantıları ile büyük bir profaganda içerisinde olmaları dikkat çekmektedir.
Buna karşılık, iktidar partisinin, adayları mesnetli, mesnetsiz bir şekilde baltalamaya çalışmaları ile bu yarış kızışmaktadır.
Bu yarışın sonunda kazanan kim olursa olsun, bazı şeylerin değişmeyeceği, değiştirilemeyeceği ortadadır. Gene 600 kişiye yakın bir meclis, gene en az 200 bin lira aylık vekil maaşları ve vekillerin vatandaşlarımızdan farklı olan çeşitli üstünlükleri ile olmaya devam edilecektir.
Bu olaya bir de başka yönden bakıla bilinir mi? Örneğin;
Şimdilik seksen bir olan il sayımızda bütün siyasi partilerin de katılabileceği, il içerisinde bir seçim yapılmalıdır. Bu seçim sonucunda hangi siyasi parti kazanırsa, onun göstermiş olduğu aday Türkiye Cumhuriyeti büyük millet meclisinde milletvekilliği görevine getirilsin. Böylelikle, şimdi altı yüze yakın olan vekil sayısı illerimizin sayısı kadar olacaktır. Diğer taraftan, şimdiki günlerimizde ayrımcılığa ve üstünlüğe sahip olan vekillerimizin maaşları bir öğretmen maaşı kadar olarak ödenmeye başlanmalıdır. Normal bir vatandaş statüleri geçerli kılınmalıdır. Millet vekilleri en az lise mezunu olmalıdırlar.
Halen iktidarda olan siyasi partinin ve başkanının şatafatlı yaşamına son verilmelidir. Devlet harcamaları elden geçirilmeli ve büyük tasarruflar yapılmalıdır. Millet vekillerin emeklilikleri de normal vatandaşın emeklilik sistemine göre ayarlanmalıdır. Bir dönem vekillik yapanın ömür boyu vekil emeklisi olması kaldırılmalıdır.
Eğitim sistemlerimiz tamamen değiştirilmeli, meslek ve fen kökenli okullar ve köy enstitüleri açılmalıdır. Sağlık konusu ele alınarak, sağlıklı bir sistem kurulmalıdır. Emeklilik sistemleri tamamen vatandaşın menfaati doğrultusunda değiştirilerek elden geçirilmelidir. Tüm dini vakıfların, kuruluşların ve tarikatların kaldırılması, din işlerimizin revize edilmesi şarttır.
Silahlı kuvvetlerimiz vatan topraklarımızın dışına gönderilmemelidir. Terör örgütleri ile dil, din ve ırk farkı gözetilmeden barış sağlanmalıdır. Emperyalist dış ülkelerin etkileri göz önüne alınmamalıdır.
Ülkemiz çapında tarım ve hayvancılık değerlerimiz, değerlendirilerek, tarım sahaları açılmalı, yurt dışından tarım ürünleri ithal edilmemelidir. Ormanlarımız korunma altına alınmalıdır.
Madencilik konusu elden geçirilerek, bugüne kadar verilen imtiyazlar derhal iptal edilerek, yer altı zenginliklerimiz, devletimiz yetkisinde olarak, devletimiz tarafından işlenmeli ve üretilmelidir.
Güneş enerjisine önem verilmeli, elektrik üretimi bu yolla sağlanmalıdır.
Turizim konusu modernleştirilerek, tarihi yörelerimizin ve eserlerin korunması sağlanmalıdır.
Böylelikle “Tek adam” devri kapatılarak, millet iradesine geçilecektir. Bir senatomuz, bir başbakanımız ve bakanlar kurulumuz olacaktır.