Volkan İlgüz
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. TÜRKİYE’DE SİYASİ HUKUKUN EKSİK HALKASI: RECALL (GERİ ÇAĞIRMA)

TÜRKİYE’DE SİYASİ HUKUKUN EKSİK HALKASI: RECALL (GERİ ÇAĞIRMA)

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Cumhuriyet’in ilanından sonra Türkiye, modernleşme yolunda en büyük adımlarından birini hukuk alanında attı. 1920’lerde başlayan hukuk devrimiyle birlikte ülkenin kanunları Avrupa’dan uyarlandı. Medeni Kanun İsviçre’den, Ceza Kanunu İtalya’dan, Borçlar ve Ticaret Kanunları İsviçre ve Almanya’dan, idari hukuk sistemi ise Fransa’dan alındı. Bu tercih, genç Cumhuriyet için çağdaş bir sıçramaydı, ama Avrupa’dan devralınan bu miras demokrasinin bir yönünü eksik bıraktı: Seçmenin, seçtiği yöneticiyi görev süresi dolmadan geri çağırma hakkı.

Bugün Türkiye’de bir belediye başkanı istifa ederse yerine halk değil, belediye meclisi kendi içinden yeni birini seçiyor. Görevden alındığında ise İçişleri Bakanlığı kayyum atıyor. Yani seçmenin beş yıl boyunca verdiği oy, yalnızca seçim günü geçerli, sonrasında herhangi bir denetim hakkı yok. İşte bu boşluk, son dönemde belediye başkanlarının topluca parti değiştirmesiyle daha görünür hale geldi.

31 Mart seçimlerinden sonra onlarca belediye başkanının AK Parti’ye geçtiği basına yansıdı; sayının 56’yı bulduğu iddia ediliyor. Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu’nun rozetini alması bu dalganın sembolü oldu. İstanbul’da Beykoz Belediyesi’nde belediye başkan vekilinin AK Parti’ye katılımı ve Konya’da Seydişehir ile Emirgazi belediye başkanlarının törenlerle parti değiştirmesi seçmenin gözünün önünde yaşandı. Dahası, kulislerde “önümüzdeki günlerde hiç beklenmeyen noktalardan da yeni geçişler olacak” iddiaları konuşuluyor. Seçmen için bu durum bir güven kırılmasıdır; çünkü oy sandığında verdiği irade, birkaç ay içinde kulis masalarında tersine çevriliyor. Halk bu tabloyu siyasi hırsızlık, emek gaspı ve haksızlık olarak görüyor.

Oysa Atlantik’in öte yanında işler farklı yürüyor. Amerika Birleşik Devletleri’nde 19 eyalette “recall” mekanizması vardır. Bu sistemde seçmen, yeterli imza toplayarak görevdeki yöneticiyi sandığa götürebilir. 2003 yılında Kaliforniya Valisi Gray Davis recall seçiminde görevden alındı ve yerine Arnold Schwarzenegger geçti. Latin Amerika ülkelerinde de benzer uygulamalar vardır. Venezuela’da 2004’te Hugo Chávez recall referandumuna girdi, seçmen desteğiyle görevini sürdürdü. Bolivya’da Evo Morales aynı süreçten geçti. Peru ve Ekvador’da belediye başkanları hâlâ recall seçimleriyle karşı karşıya kalabiliyor. Kanada’nın British Columbia eyaletinde milletvekillerine karşı recall hakkı vardır.

Türkiye’nin siyasi hukuku Avrupa’dan şekillendiği için, bu mekanizma bizde hiç düşünülmedi. Çünkü Avrupa geleneğinde seçilmişleri görev süresi dolmadan halkın geri çağırması neredeyse hiç yoktur. Bu eksiklik Türkiye’ye de taşındı. Bugün yaşadığımız parti transferleri, kayyum uygulamaları ve seçmenin iradesini yok sayan siyasi mühendislikler, işte bu boşluğun en acı örnekleridir.

Demokrasi sadece sandık gününde değil, her gün işlemelidir. Sandıkla gelenin sandıkla gitmesi yetmez; gerektiğinde sandıkla geri çağrılabilmesi de gerekir. Eğer bir gün Türkiye’de anayasa değişikliği gündeme gelecekse, siyasi hukukumuza eklenmesi gereken en önemli demokratik araçlardan biri recall mekanizmasıdır. Bu sistem, seçmenin iradesini yalnızca beş yılda bir değil, her gün geçerli kılar. Çünkü demokrasinin özü, temsilcinin seçmene karşı hesap verebilir olmasıdır.

Bugün Türkiye’de bu hak yok. Ama yarının demokrasisi için bu tartışmayı açmak zorundayız. Eğer gerçekten ileri bir demokrasi kuracaksak, vatandaşına geri çağırma hakkı tanıyan bir siyasal hukukla tanışmak zorundayız. Milletin iradesini korumanın en güçlü yolu, seçmene sadece oy verme değil, gerekirse oyunu geri alma hakkını da tanımaktır.

TÜRKİYE’DE SİYASİ HUKUKUN EKSİK HALKASI: RECALL (GERİ ÇAĞIRMA)
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

KAI ile Haber Hakkında Sohbet
Sohbet sistemi şu anda aktif değil. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.