Mevsimlerin ve yaz aylarının gereği sıcaklıklar artmaktadır. Yaz aylarının son ayı olan ağustos ayına girmemize bir hafta kaldı.
Meteoroloji 4. Bölge Müdürlüğümüzden alınan bilgide; Bölgemiz genelinde (Antalya, Muğla, Isparta, Burdur) hava sıcaklıklarının 19 Temmuz 2025 Cumartesi gününden itibaren artarak, mevsim normallerinin 7 ilâ 10 derece üzerine çıkacağı tahmin edilmektedir. Mevsim normallerinin üzerinde seyredecek olan hava sıcaklıkları nedeniyle; kronik rahatsızlığı olanlar, yaşlılarımız ve çocuklarımız başta olmak üzere vatandaşlarımızın günün en sıcak saatleri olan 11 ile 16 saatleri arasında açık alanda bulunmamaları hususunda dikkatli ve tedbirli olmaları gerekmektedir.
Saat 13.00 itibarı ile Milas ilçemiz de 44 santigrat derece olarak ölçüldü. Yurdumuzun büyük bir kısmı, özellikle batı ve güney bölgeleri mevsim normallerinin üzerinde bir sıcaklıktadır. Diğer bölgelerimiz de ise yer yer yağış olmaktadır.
Bu anlatmaya çalıştığım hava raporlarından alınmış olan verilerdir. Bu yanıcı sıcakların yanı sıra yurdumuzun siyasi hayatında da aşırı sıcaklıklar hüküm sürmektedir.
Yurdum insanımızın inanç hürriyetinden tutunda, inanmış olduğu gerek siyasi gerekse insani kavramlarına karşı büyük tepkiler görülmektedir. Yurdum insanı hem Kürt, hem de alevi olabilir. Önemli olan hep birlikte ve huzur içinde yaşamak istememizdir.
2015 yılında yayınlanan bir araştırmaya göre, Türkiye’nin Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde Alevilerin %69,7’si Zazaca, %20,2’si Kurmanci Kürtçe, %9,0’ı Türkçe ve %1,1’i Arapça’yı ana dil olarak konuşmaktadır.
Alevilerin %70,8’i ana dillerinin aksine aile içinde çoğunlukla Türkçe konuşurken, %18,0’i Zazaca, %9,0’ı Kürtçe, %1,1’i Arapça ve %1,1’i “diğer” dillerini konuşmaktadır. Ayrıca, Alevilerin %73’ü bölgenin genel profilinden farklı olarak aşiret mensubiyetine sahiptir.
Bu ülkemizde, iktidar da bulunanların siyaset inançları ne şekilde olursa olsun, dil, din ve ırk farkı gözetmeksizin hepimizin bu yüce vatanın evlatları olduğumuzun unutulmaması şarttır. Unutulmuş ise milletçe bu unutulanları, hatırlatmak da görevimizdir.
Her türlü saldırılara bu vatanın evlatları olarak, ister Alevi, ister Kürt, ister Laz, isterse Çerkez olarak hep birlikte karşı olduğumuzu ve karşı olacağımızın da unutulmaması şarttır. Bizler bu vatan için canımızı verenleriz. Bizlerin birbirimizden hiçbir farkı yoktur. Hepimiz bu vatanın evlatlarıyız.
Bizleri kökenlerimize ve inançlarımıza göre ayırmak, sadece başımızda olan siyasi iktidarın gerçek arzularının gerçekleşmesi için yapılmaktadır. Bizler milletçe “sevgi” ve “saygı” ile yaşamak isteyen ve yaşamakta olanlarız.
İnançlarımızı ve yapımızı kendilerine malzeme yapan siyasilerin her yerde ve her zaman karşılarında olacağımızın bilmeleri gerekir.