Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, Mısır’a yapmış olduğu ziyaretten sonra vatandaşlarımızı, sağ elinin baş parmağını kıvırıp, diğer dört parmağını serbest bırakarak selam vermeye başlamıştı. Bu şekilde ki selamın ne manaya geldiği kendisine sorulduğunda verdiği cevap ise oldukça ilginç idi. “2013 yılı Mısır askeri darbesini protesto etmek için bu hareketin yapıldığını ve bu işaretin ise adının Rabia olduğu” şeklinde yanıt verilmiş idi.
Rabia nedir ve ne demektir.? “Rabia” ismi, Arapça kökenli olup genellikle “dördüncü” anlamına gelir. Ancak, isim özellikle İslam kültürlerinde “kutsal” ve “yüksek” anlamlarında da kullanılır. “Rabia” ismi, özellikle bir kişinin ruhsal derinliğini ve manevi yüksekliğini ifade eden anlamlar taşır.
Rabia ismi birden fazla anlama sahiptir. Rabia isminin anlamı salisenin 60’da 1’i demektir. Yani dördüncü anlamına gelir. Ayrıca Tazminat döneminden sonra memurluk görevinde bir rütbe olarak da Rabia ismi kullanılıyordu. Son anlamı ise ünlü bir kadın mutasavvıf anlamında kullanılmaktadır.
Rabia işaretinin diğer bir manası ve kimler tarafından kullanıldığına gelince, şaşırtıcı bir noktaya gelinmektedir.
Rabia dindar Yahudilerin sembolüdür 1.TEVRAT 2.YARATILIŞ 3.İSRAİL 4.MUSA’yı ifade eder 4.PARMAK Yahudilikte kayıp İsrail soyunu anlatır. Rabia işareti Yahudilerin kendi arasındaki dini selamlaşmasıdır, İslamın şartı 4 manasına gelir.
Halkımız arasında Cumhurbaşkanımızın yapmakta olduğu bu işaret ilgi çekince, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan tarafından “Tek Millet, Tek Bayrak, Tek Vatan, Tek Devlet” anlamında kullandığı ifade edilmiştir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, D-8 toplantısına katılmak üzere Mısır’ın başkenti Kahire’ye gitmiş idi. Suriye için yoğun diplomasiyi sürdüren Erdoğan, zirve kapsamında Mısır Cumhurbaşkanı Sisi, İran Cumhurbaşkanı Pezeşkiyan ve Pakistan Başbakanı Şahbaz Şerif ile görüşmüştü. Zirvede konuşan Erdoğan “Tüm dini, mezhebi ve etnik grupların yan yana sulh içinde yaşadığı terörden arındırılmış bir Suriye’nin inşası samimi beklentimizdir” dedi. Erdoğan, “İsrail’in Golan tepelerinde yasadışı yerleşimlerini genişletmesi ve toprak bütünlüğünü hiçe sayan adımlarını görüyoruz. Buna D-8 ülkeleri olarak çok daha sert tepki vermeliyiz. İsrail’e silah ambargosunun uygulanması gerekmektedir” diye eklemişti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah es-Sisi ile görüştüğünde, Türkiye ile Mısır ikili ilişkileri, bölgesel ve küresel konular ele alındı. Erdoğan, Mısır ile savunma sanayii, enerji, ulaştırma ve kalkınma başta olmak üzere birçok alanda iş birliğini geliştirmeye, 15 milyar dolar karşılıklı ticaret hacmi hedefine ulaşmak için gayret göstermeye devam edeceğini ifade etti. Diğer taraftan, Suriye halkının 13 yıldır büyük bedeller ödediğini, Suriyelilerin kendi geleceklerine karar vereceğini, Suriye’nin siyasi birliği ve toprak bütünlüğünün önemli olduğunu, Suriye’nin yeniden imarı ve iç uzlaşısının sağlanması için Türkiye’nin desteğinin süreceğini belirten Erdoğan görüşmede, Gazze’de ateşkesin bir an önce sağlanmasının gerektiğini, insani yardımların bölgeye kesintisiz ulaştırılması için Türkiye ile Mısır arasındaki dayanışmanın artarak devamının fayda sağlayacağı ifade etti.
Türkiye’nin halen Asya, Afrika ve Avrupa olmak üzere üç kıtada 10’dan fazla ülkede askeri varlığı bulunuyor. Peki, hangi ülkelerde hangi amaçla Türk askeri görev yapıyor?
Sudan’daki tartışmalı Sevakin Adası ve henüz asker gittiği açıklanmayan Libya hesaba katılmazsa Türkiye’nin en az 13 ülkede askeri varlığı bulunuyor. Bunların çoğuna askeri üs demek mümkün değil. Birçoğunda Türk askeri uluslararası barış gücü çerçevesinde görev yapıyor. Bazı ülkelerdeki asker sayısı da 100’den az. Birleşmiş Milletler (BM) ve NATO görevleri hariç Türkiye Irak, Suriye, Katar, Somali, KKTC ve Libya’ya kendi girişimleriyle asker görevlendirdi.
Bugün içerisinde bulunduğumuz ekonomik sıkıntıların ve PKK sorunlarının çözümlenmesi çalışmalarının yanı sıra yurt dışında da askerimizin görev yapmasının ne derece doğru olduğunun tartışmasının açıkça yapılması şarttır.
Cumhurbaşkanımızın milletimize “Rabia” selamı yerine baş komutan olarak “asker selamı” vermesinin daha yerinde olacağı gerçektir.
YURTTA SULH, CİHANDA SULH…
