Olağanüstü hâl ya da kısa adıyla OHAL, olağanüstü bir yönetim düzeninin gerekli olduğu doğal afet, tehlikeli salgın hastalık, ekonomik bunalım, kamu düzenini tehlike altına sokan yaygın şiddet vakaları gibi durumlarda başvurulan uygulamadır.
1982 anayasasının 119. maddesine göre, “Cumhurbaşkanı; savaş, savaşı gerektirecek bir durumun baş göstermesi, seferberlik, ayaklanma, vatan veya Cumhuriyete karşı kuvvetli ve eylemli bir kalkışma, ülkenin ve milletin bölünmezliğini içten veya dıştan tehlikeye düşüren şiddet hareketlerinin yaygınlaşması, anayasal düzeni veya temel hak ve hürriyetleri ortadan kaldırmaya yönelik yaygın şiddet hareketlerinin ortaya çıkması, şiddet olayları nedeniyle kamu düzeninin ciddî şekilde bozulması, tabiî afet veya tehlikeli salgın hastalık ya da ağır ekonomik bunalımın ortaya çıkması hallerinde yurdun tamamında veya bir bölgesinde, süresi altı ayı geçmemek üzere olağanüstü hal ilan edebilir.”
Cumhurbaşkanının talebiyle Türkiye Büyük Millet Meclisi her defasında dört ayı geçmemek üzere süreyi uzatabilir. Savaş hallerinde bu dört aylık süre aranmaz.
Günümüz de terör örgütleri PKK, silah bıraktı. Gabar Dağlarında petrol aranmasına ve petrol kulelerinin kurularak, petrol çıkarılmaya başlandı. DEM Parti ile AKP ve MHP Partilerinin birliktelikleri ile doğu ve güneydoğu illerimizde huzurun geldiği ve ekonominin düzeleceği müjdeleri verilmekte.
Bütün bunlara rağmen, doğu ve güneydoğu Anadolu’muzda, genellikle hayvancılıkla ve tarımla uğraşan halkımızın, hayvanlarını otlatabilmek için yaylalara çıkarılması, emniyet güçlerimizin iznine tabiidir. Önceden emniyet güçlerine müracaat edilerek, emniyet güçlerinin izinleri alınır. Vatandaşımız, hayvanlarını yaylalara, emniyet güçleri ile birlikte çıkarır.
Bunun yanı sıra, zamanı geldiğinde koyun ve keçilerin kırpılarak, yün yapmak amacı ile batı Anadolu’ya gönderip, maddi imkan elde etmek, kazanç sağlamak, imkânsız denebilinecek kadar zordur.
Şöyle ki, bölgeden dışarı gönderilecek olan ürünlerin çuvallarının kontrol edilmek için süngüler ile parçalanması büyük zararlara yol açmaktadır.
Ülkemizin bu bölgesinde insanlarımızın gerek işsizliği, gerekse eğitimlerinin çok düşük olması büyük acımızdır.
Ohal durumunda neler yapılabilinir, neler yapılamaz. İşte gerçekler;
Kişilerin, günün ve gecenin her saatinde hiç bir resmi izin olmaksızın, tüm eşyalarının detaylı olarak aranması ve tehlike oluşturabilecek eşyalara el konulması,
Belirli bölgelerde ve saatlerde kişilerin dolaşmasını veya toplanmasını yasaklama,
Gazete, dergi veya broşür ürünlerinin basılmasının yasaklanması, dağıtılması ve toplanılması,
Ruhsatı olan tüm silahlara el konulması ve yasaklanması,
Sesle yapılabilecek herhangi bir kaydın yayınlanmasını ve paylaşılmasını engelleme,
Kesici ve delici eşyalarının taşınmaması ve el konulması,
Her türlü bulunan cephanelerin toplatılması ve el konulması,
Kapalı veya açık herhangi bir bölgede toplanılması veya görüşülmesini yasaklama,
Kişilerin toplantı yapması…
Görüldüğü gibi, ohal, kişi özgürlüklerinin, demokrasinin tamamen yok edilerek, ohal bölgesinde yaşayan vatandaşımızın tüm haklarının yok edileceği anlamındadır.
Tüm vatan sathında özgürce, huzurla yaşamak vatandaşımızın hakkıdır.
