Yurdumuz her yönden inanılmaz dengesizlikler içerisindedir. Bu dengesizlikler, başta devlet kademelerinden başlamaktadır. Devletimizin yaptığı ve yapmakta da devam ettiği, ırk, dil, din ayrımı yaparak almakta olduğu birtakım davranışları, yurdumuz insanında büyük sıkıntılara sebep olmuş ve olmaya da devam etmektedir.
İş yaşamınız ve kişisel yaşamınız arasında denge kurmak zor olabilir. Ancak farkındalık ile bu dengeyi kurmak, iyi, sağlıklı ve başarılı bir hayat yaşamanız için son derece önemlidir. Birçok insana göre iş hayatı ve başarı her şeyden önce gelir. İş ve özel yaşam dengesi, kişinin kariyer ve özel hayat taleplerine eşit derecede öncelik verdiği bir denge durumudur.
İyi kurulmuş ve planlanmış bir iş ve yaşam dengesi, daha az stres, daha az tükenmişlik hissi ve daha fazla esenlik duygusu gibi sayısız olumlu etkiye sahiptir. Ayrıca bu denge sadece çalışanlara değil, işverenlere de fayda sağlar. Çalışanları için iş ve özel yaşam dengesini gözeten ve destekleyen ortamlar yaratan ve bunun için çaba sarf eden işverenlerin çalışanları daha az devamsızlık ve daha üretken bir iş gücü sağlayabilir.
Bir gün önce, 103. yılını kutladığımız Zafer Bayramımızın insanımız tarafından büyük coşku ile kutlanmasına karşı, devlet erkanının, vatandaşın coşkusunun yanın sıra bu zaferimizi sönük olarak karşılaması da ayrı bir olay olmaktadır. Öyle ki, protokol olarak büyük önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Anıtkabir’i ziyaret etmesinde devletimizin polisinin resmi elbiseli bir generalimize silah kontrolü yapıp üstünün aranması büyük bir görgüsüzlük ve dengesizliktir.
Kara harp okulu mezuniyet törenin de teğmenlerimizin “Atatürk’ün askerleriyiz” sloganları ile kınlarından kılıçlarını çekmeleri sonunda ordudan ihraç edilmeleri de yaşamakta olduğumuz dengesizliklerin en somut örneğidir.
Partilerinin önemi olmaksızın, iktidarda olan veya olmaya çalışan tüm siyasilerimizin, milletimiz karşısında yapmakta oldukları dengesizliklerde bulunmaktadırlar. Öncelikle, seçim propagandası hevesi ile, milletimiz karşısında ki acizlikleri de ayrı bir dengesizlikleridir.
İktidarın, mevcut belediyelerin başkanlarını “suistimal suçlamaları” ile tutuklayarak, görevlerinden almaları da içinde bulunduğumuz dengesizliklere ayrı bir örnektir. Bu suçlamalarda bulunan iktidarın da bu suçlamalara hedef olanların, bir an önce servetlerinin yüce milletimize açıklamaları şarttır.
İktidarda bulunan gerek partili gerekse ortakları olan partilerin sahip oldukları servetlerinin ve yaşamakta oldukları büyük şatafatlarının milletimizce hesabının sorulması gerekir. Bu derece de büyük masrafların milletimize aktarılması da ayrı bir dengesizlik örneğidir.
Bugün ülkemizin başında olan devlet temsilcilerinin öncelikle milletimizin menfaatleri doğrultusunda vatandaşımıza “güven” vermek zorundadırlar.
Eğitim den başlanarak, geçim derdimize kadar dengesiz bir yaşamımız bulunmaktadır. Ülkemiz “muhasır medeniyetler” seviyesine ulaşabilme çabalarının gösterileceği yerde, gerileştirilmesi de dengesizliktir. Amaç, ülkenin cahilleştirilerek, köle haline getirilmesi gibi gözükmektedir.
Ülkemiz, tekkelerin, dini odaklı vakıfların, din odaklı öğrenci evlerinin faaliyette bulundukları, bir gericiliğin içerisindedir.
Ülkemizin yönetiminde gerekli olacak olan modern faaliyetlerin ulusumuza yakışır ve yapıcı bir denge içerisinde olması arzumuzdur.
