Mehmet Nergiz
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. “SANAT BİR YAŞAM FORMUDUR”: KARİKATÜRDEN RESME, FOTOĞRAFTAN FELSEFEYE UZANAN ÇOK YÖNLÜ BİR SANAT YOLCULUĞU

“SANAT BİR YAŞAM FORMUDUR”: KARİKATÜRDEN RESME, FOTOĞRAFTAN FELSEFEYE UZANAN ÇOK YÖNLÜ BİR SANAT YOLCULUĞU

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Sanatın yaşamın ayrılmaz bir parçası olduğunu savunan, karikatürle başladığı yolculuğunu resim ve fotoğrafla zenginleştiren, mizahın toplumsal etkisini eserlerine ustalıkla yansıtan çok yönlü bir sanatçıyla tanışıyoruz. 1957 Ordu doğumlu sanatçımız, 70’li yıllarda karikatürle başlayan serüvenine, ülke sınırlarını aşan başarılar, ödüller, sergiler ve yeni arayışlarla devam etti. Bugün resimlerinde doğanın renklerini, insanın duygularını ve toplumun yüzünü işlerken, aynı zamanda düşünsel bir derinliği de sanatına taşıyor. Karikatürü “insan düşüncesinin belgeseli” olarak gören sanatçımız Mehmet ALTUĞ, sanatla ilk temasından bugüne dek uzanan bu dopdolu yolculuğu, içtenlikle konuştuk.

. Sizi kısaca tanıyabilir miyiz?

1957 Ordu doğumluyum. Sanata ilgim 70’li yıllarda karikatür ile başladı. Bu yıllarda, şimdilerde 73 kuşağı ya da Ankara’lı Karikatürcüler olarak adlandırılan gurubun içinde yer aldım. Çeşitli sergiler ve aktiviteler düzenledik. Birçok dergide karikatürler çizdim, Yurt içi ve Yurt dışı sergilere yarışmalara katıldım, ödüller aldım. 1979 yılında Uluslararası Nasreddin Hoca Karikatür Yarışmasında büyük ödülü kazandım. İki arkadaşımla birlikte çizgi film çalışmasında bulunduk, ödül kazandık.

Karikatürün “insan düşüncesinin” bir belgeseli olduğuna inanıyorum.  Bu nedenle karikatürlerimde, insan davranışlarının ve insanın temel sorunlarının, tüm boyutları ile düşünceye yansımasını çizmeye çalışıyorum. Bunu mizahın etkileyici çekiciliği ile kaplayarak okuyucuya, izleyiciye daha kolay erişmeyi amaçlıyorum. Ancak son yıllarda, bizim kuşağın mizah ve karikatür anlayışının işlevini yitirmeye başladığı bir gerçek. Bu nedenle yeni bir arayış olarak 90’lı yıllarda fotoğrafçılığa yöneldim. Kuş ve doğa fotoğrafları çektim, su altı fotoğrafçılığı ve astronomik fotoğrafçılık yaptım. Çeşitli dergilerde fotoğraflarım yayınlandı, sergilere, yarışmalara katıldım, ödüller kazandım.

2000’li yıllarda ilgimi hiçbir zaman kaybetmediğim resim sanatına yönlendim. İzlenimci bir anlayış ile resim yapıyorum. Manzara ve figüratif resimden hoşlanıyorum. Plain air resim yapmak özel ilgi alanım. Resimlerimde, biçimi bozmadan biçim içinde ışık ve renk etkisiyle duygularımı aktarmaya çalışıyorum. Işığın renkler üzerindeki etkisinin insanın duygusal dünyasını etkilediğini düşünüyorum. Resimlerimde de bu etkiden faydalanarak, direk duyguya hitap etmeye çalışıyorum. Konu olarak Yurdumuzu, insanlarımızı, özellikle Karadeniz bölgesinin doğal halini, insanlarını, onların doğayla bütünleşmiş halini tuvalime yansıtmayı seviyorum. İnsanı yaşadığı ortamın vazgeçilmez bir parçası olarak, bir bütün olarak resmime aktarmaya çalışıyorum.

Evliyim, halen Ortopedi uzmanı olarak görev yapıyorum. İki kızım var. Tüm aile fertleriyle birlikte sanatla hep pratik hem de kuramsal anlamda ilgileniyoruz.

. Sanatla ilk bağınız ne zaman ve nasıl kuruldu?

Sanatla bir bağ kurulamaz, o hep insanın içinde vardır. Bazı insanlar bunun farkındadır bazı insanlar ise hissedemezler. Ne zaman nerede ve ne şekilde ortaya çıkacağını bilemezsin. Sanat, sanatı seven insan için bir yaşam formudur. Yaşamın her döneminde görünmez bir örtü gibi insanı sarar ve gerçekleri görmemizi ve mutluluğu tatmamızı sağlar. Benim içimde de kendimi bildim bileli görsel sanatlara karşı bir ilgi vardır. Resim, karikatür, fotoğraf, hem uygularken hem de izleyici olarak takip ederken bana büyük bir heyecan verir. Sanatla ilgili herhangi bir kurumdan ya da kişiden eğitim almadım.  Otodidakt bir şekilde yani kendi kendimi eğiterek yol almaya çalıştım.  Yalnız ismini minnetle andığım lise öğretmenim Rahmi Türker o dönemler de, bir çok gence yaptığı gibi, benim içimdeki sanat ilgimi bana gösterdi. Ne yazık ki bu değerli insanı 12 Eylül döneminde hapis ve işkence altında kaybettik.

. Bu alanda üretmeye sizi iten şey neydi? Bir kırılma anı veya ilham kaynağı var mıydı?

Resim ve fotoğrafı bir yere kadar bağımsız, kendi arzuların doğrultusunda yapabilirsin. Bizim insanımızın yaşantısını, sorunlarını,  bu ülkenin doğasını belgeleyebilirsin. Bunu yaparken seni heyecanlandıracak sana keyif verecek teknikleri ya da sanat anlayışını uygulayabilirsin ama karikatür öyle değildir, karikatürün çok farklı bir dinamiği vardır. Bir karikatürün olmazsa olmazı kitlelere ulaşması gerekliliğidir. Ne kadar çok izleyeni varsa, ne kadar çok düşünceye ulaşırsan o kadar çok değeri artar. Dünyanın en mükemmel karikatürünü çizsen bile eğer bunu gören ve anlayan sayısı çok azsa hiçbir değeri yoktur. İzleyici sayısı arttıkça değerlenir. Bu nedenle bu ülke, karikatür çizmek için zaten başlı başına bir ilham kaynağıdır, sorun onu kitlelere sağlıklı bir şekilde ulaştırabilmekte yatar.

. Bugüne kadar ortaya koyduğunuz eserler içinde sizi en çok yansıtan neler oldu?

Her insan dünyayı farklı şekilde algılar. Sanatçının algıladığı dünya onun içinde, düşünceleri ile, üzüntüleri, sevinçleri, sevgileri yani duygusal durumları ile, deneyimleri ile yoğurulur ve yetenekleri doğrultusunda dış dünyaya çeşitli yollarla aktarılır. Bu bize resim, heykel, müzik, tiyatro, sinema, grafik, karikatür vb olarak gelir. Bu ürünler başarılı olsun ya da olmasın hepsinde onu üretenden az ya da çok bir parça vardır. Bu nedenle bu soruya net yanıt veremiyorum, bir “beni” seçsem diğer “ben”küsüyor!

. Eserlerinizde Milas’tan, Ege’den, yöresel unsurlardan izler bulunuyor mu? ve Turhan Selçuk karikatür yarışması hakkında düşünceleriniz nelerdir?

Bu bölge ile ilgili birkaç yarışma ve sergiye katıldım.  Çizdiğim her karikatürde her bölgeyi ilgilendiren izler bulunduğuna inanıyorum.  Her ne kadar son zamanlarda karikatür yarışmaları ile ilgili çok eleştirel tartışmalar ve haberler varsa da, bu tür yarışmaların çok faydalı olduğuna inanıyorum.  Sadece dijital teknolojinin ilerleyip çizime de girmiş olması yeni anlayışlar, zorluklar ve sorunları da beraberinde getiriyor. Bu gelişmeleri göz önüne alarak yarışma değerlendirmelerinde de bir yeniliğe gereksinim duyulduğu ortaya çıkmaktadır.

. Bugün sanatla uğraşmak sizce nasıl bir deneyim? İmkânlar, ilgi ve çevre açısından değerlendirir misiniz?

Sanata olan kitlesel bir ilgi ve destek, bir toplumun kültürel yapısı ve refah durumu ile doğru orantılıdır. Eğer bu ilgi, bireysel ve sınırlı topluluklar şeklinde oluyorsa ki günümüzde durum maalesef böyledir, o zaman sanatçının kitlelere ulaşması gerekir. Bu da beraberinde bir çok olumsuz  parametreyi getirir. Sanatçının hayat standartlarını sağlayabilme zorlukları, hedef kitlesine ulaşmada zorluklar, yasal engeller, baskılar, tehditler vs.. Dünya sanat tarihinde bunun birçok örneği vardır. Bunu bir örneğini yaşadığımız Milli Mücadele yıllarında, Türk karikatür ve mizahçılarının verdiği mücadele ve başarı ne yazık ki günümüzde çok az kişi tarafından biliniyor.

. Sizce bir sanatçının toplumla ilişkisi nasıl olmalı?

Sanatçı toplumu oluşturan bireylerden bir tanesidir, kendisini bu topluluktan ayırıp soyutlamamalıdır. Sanatçı, toplumu ilgilendiren davranışları, anlayışı, sorunları, eleştirileri, güzellikleri, çirkinlikleri, her bir bireyin görmesini sağlayan bir “toplum gözü” olmalıdır. Tabi ki burada mizah ve karikatüre de büyük rol düşüyor.  Mizahçı tüm çarpıklığı en acık bir şekilde gören ve anlatan toplum gözü olmalıdır aksi taktirde yapılan mizah gıdıklayarak güldürmekten öteye gidemez, başka bir şey de olamaz.

. Son olarak, şu anda üzerinde çalıştığınız yeni bir proje veya paylaşmak istediğiniz bir gelişme var mı?

Bu günlerde çeşitli felsefecilerin görüşlerini karikatürize etmeye çalışıyorum. Resimde de Yurdumuzdaki kahvehaneleri, kafeleri konu alan bir seri hazırlamaya çalışıyorum. Sanatı takip ediyorum, sanatla yaşamaya çalışıyorum.

“SANAT BİR YAŞAM FORMUDUR”: KARİKATÜRDEN RESME, FOTOĞRAFTAN FELSEFEYE UZANAN ÇOK YÖNLÜ BİR SANAT YOLCULUĞU
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

KAI ile Haber Hakkında Sohbet
Sohbet sistemi şu anda aktif değil. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.