Yeni bir sabaha, Ortadoğu’nun acı ve kanla yoğrulmuş tarihine bir yenisi daha eklenerek uyandık. Filistin’de aylardır süren zulmün baş mimarı İsrail, bu kez gözünü İran’a çevirdi. Nükleer faaliyet bahanesiyle düzenlediği saldırılar sadece Tahran’ın değil, tüm bölgenin sinir uçlarına dokundu. Saldırının, ABD ve Almanya’nın bilgisi dâhilinde gerçekleştiği açıklaması ise bu kirli oyunun ne kadar önceden yazıldığını gösteriyor. Kim bu oyunu yönetiyor, perde arkasındaki güçler kim bilinmez ama bölge, adım adım 3. Dünya Savaşı’na sürükleniyor.
ABD uzaktan izliyor, İsrail sahnede…
Amerika, her zamanki gibi olaylara “uzaktan müdahil” ama aslında her taşın altından çıkan eski aktör. İsrail’e her türlü desteği verirken, uluslararası hukuku ayaklar altına alan operasyonlara sessiz kalıyor. Mazlumun değil, çıkarın yanında saf tutanların diplomatik oyunları bir kez daha sahne aldı. Filistin’de çocuklar ölürken, şimdi İran’da siviller hedef oluyor.
Türkiye bu oyunun neresinde?
Coğrafya kaderdir. Türkiye için Ortadoğu’da yaşanan her gelişme sadece sınır güvenliği değil, doğrudan iç politikadan ekonomiye kadar geniş bir etki alanına sahip. Savaş ve kaos ortamı yatırımcıyı kaçırıyor, döviz kurunu zıplatıyor, borsayı çökertiyor. Dolar ve altın yükselirken, Bitcoin ve Borsa İstanbul’da düşüş adeta tavan yaptı. Türkiye, ekonomik anlamda zaten zor bir süreçten geçerken bu gelişmeler yangına körükle gitmek oldu.
Turizm de can çekişiyor
En fazla yara alan sektörlerin başında turizm geliyor. Daha yaz sezonu başlamadan uçuş iptalleri, rezervasyon düşüşleri ve güvensizlik ortamı turizmcinin belini büküyor. Her yıl yeni bir kriz: pandemi, deprem, savaş, saldırı derken şimdi de bölgesel savaş tehdidi. Ege’nin incisi Milas, Bodrum Havalimanı’yla, tarihi ve doğal zenginlikleriyle bir turizm merkezi olmasına rağmen, dış politikanın gölgesinde nefes almakta zorlanıyor.
Milas’ın stratejik önemi daha da arttı
Bu yaşananlar bize bir kez daha gösteriyor ki, Milas gibi bölgeler sadece tarım ve turizm açısından değil, stratejik konum açısından da ciddi bir öneme sahip. Havaalanı, limanlara yakınlık, zeytin üretim merkezi oluşu, enerji yatırımlarına ev sahipliği yapması Milas’ı hem iç hem dış politikanın dolaylı etkilerine açık hâle getiriyor. Bu yüzden yerelden genele uzanan bir strateji gerekiyor.
Türkiye’nin acilen,
Çok yönlü diplomasiye dönmesi, Bölge barışı için aktif arabuluculuk rolü üstlenmesi, Ekonomik olarak dışa bağımlılığı azaltacak üretim ekonomisine geçiş yapması, Turizm ve tarım bölgelerinde risk sigortası ve kriz destek mekanizmalarını devreye alması şarttır.
Ortadoğu yanarken, Türkiye hem insani hem ekonomik hem de stratejik olarak bu yangından uzak durmalı, barışın sesi, aklın yol göstericisi olmalıdır. Milas gibi ilçeler ise bu büyük resimde akılcı yerel politikalarla örnek gösterilmelidir.
