Yıllardır konuşulan, yazılan, vaat edilen… Ama bir türlü çözülemeyen meseleler var Milas’ta. Çevre yolu meselesi bunların başında geliyor. Dile kolay, on yıllardır gündemde ama bir türlü temel atılamadı. Her seçim döneminde vaat olarak karşımıza çıkıyor ama sonrasında ses yok. Bu artık sadece bir ulaşım meselesi değil, Milas’ın gelişimine vurulan bir prangadır.
Bu yüzden diyorum ki: Milas’ın sorunları artık siyaset üstü bir platformda, ortak akılla ele alınmalı. Hangi parti olursa olsun, hangi görüşte olunursa olunsun, bu şehirde yaşayan herkesin ortak paydası Milas’tır. Bu şehir için konuşmak, çözüm üretmek herkesin boynunun borcudur.
Güllük’te Suyun Bedeli Çok Ağır
Güllük’te yaşanan özel su işletmesi sorunu artık “kanayan yara” olmayı geçti, kangrene döndü. Vatandaş yıllardır özel şirketin insafına bırakılmış durumda. Sözde yatırım yapacaktı, sözde altyapıyı yenileyecekti… Ne oldu? Hiçbir söz tutulmadı. Halka yüksek faturalar, düşük hizmet; geriye kalan da çaresizlik.
Şimdi ise ses daha güçlü bir yerden geldi. Milas Belediye Başkanı Fevzi Topuz, bu konuda artık sabrın kalmadığını açıkça dile getirdi. “Gerekirse sözleşmesini fesh ederiz” diyerek net bir duruş sergiledi. Bu kararlılık umuttur. Çünkü halk artık umut görmek istiyor, çözüm duymak istiyor.
Susuzluğun Gölgesinde: Asıl Sınavı MUSKİ Veriyor
Muğla’nın su krizi derinleşiyor. Muski, son haftalarda yoğun bir mesai içinde. Ama asıl sınav şimdi başlıyor. Milas’ın bazı bölgelerinde insanlar susuzlukla mücadele ederken, Kırcağız’da “Her eve bir kuyu” kampanyası başlamış durumda. Peki bunu kim denetliyor? DSİ mi sorumlu, MUSKİ mi? Yoksa kimse mi? Bu soruların yanıtı yok. Olan yine vatandaşa oluyor.
Bodrum’un Suyu, Milas’ın Derdi
Bir başka çarpıcı gerçek daha: Bodrum’un kullanmak için bölgemizden aldığı sular, dün lüks sitelerin havuzlarını dolduruyordu. Bugün ise bakıyoruz, denize akıyor. Havzalar kuruyor ama kıyılar taşmak üzere… Bu bir adaletsizliktir. Su kaynağı bizim ama yönetime dair söz hakkı yok. O halde şu soruyu hep birlikte sormak gerek:
Suçlu kim? Kim hesap verecek?
Bu sorular sadece bugünün değil, geleceğin de sorusu olacak. Eğer şimdi konuşmazsak, yarın susuzlukla, krizle, çözümsüzlükle boğuşacağız.
O nedenle çağrım nettir: Milas’ın sorunları, siyaset gözetilmeksizin, bir araya gelinerek, açık yüreklilikle tartışılmalıdır. Çünkü bu şehir artık beklemekten, oyalanmaktan ve görmezden gelinmekten yoruldu.