Milas’ta siyasi kulisler son günlerde oldukça hareketli. AK Parti Milas İlçe Başkanlığı’nın, bugün gerçekleştirdiği ve basına kapalı tuttuğu toplantı, şehirde çokça konuşulan bir gündem maddesine dönüştü. Toplantıya bazı milletvekilleri, muhtarlar ve dikkat çeken biçimde Aydem, Telekom ve Orman İşletmesi müdürlerinin davet edildiği öğrenildi.
Ancak burada altı çizilmesi gereken asıl mesele, toplantının içeriğinden çok yöntemi. Sorulması gereken sorular şunlar:
Basına neden kapalıydı? Hangi kararlar alındı? Hangi sorunlar görüşüldü? Hangi çözümler önerildi? Bu tür toplantılar diğer ilçelerde basına açıkken neden Milas’ta kapalı oldu ve ne için övgü dolu sözlerle servis edilme gereği duyuldu…
Aynı ilçe başkanlığı daha önce de Aydem yetkilileriyle muhtarları parti binasında buluşturmuştu. Şimdi bu toplantıya kamuoyunun diğer önemli kurumları da dahil ediliyor. Ancak devlet kurumlarının bir siyasi partinin çatısı altında ve kamuya açık olmayan bir platformda muhtarlarla bir araya getirilmesi, kamu vicdanında rahatsızlık yaratıyor.
Zira muhtarlar zaten belli periyotlarda kaymakamlıklarca düzenlenen toplantılarda, ilçe müdürleriyle bir araya gelerek sorunlarını aktarabiliyor. Bu tür resmi platformlar varken, bu toplantıların siyasi merkezlerde yapılması ve kamuoyundan gizli tutulması, sorun çözmekten çok, algı yönetmek anlamına geliyor.
Yeni ilçe yönetimi belli ki bu tür organizasyonlarla “etkin ve çözüm odaklı” bir imaj yaratmaya çalışıyor. Ancak çözüm odaklı olmak ile bürokratik bir gölge yapı kurmak arasında çok ince bir çizgi var. Bu çizgi, siyasi etik açısından son derece hassastır.
Milas’ta bürokrasinin, muhtarların ve yerel hizmetlerin ikinci bir siyasi kanat üzerinden yönlendirilmeye çalışıldığı algısı oluşmuş durumda. Bu da “Milas’ta ikinci bir yerel yönetim mi kuruluyor?” sorusunu gündeme getiriyor.
Demokrasilerde şeffaflık esastır. Hele ki kamu görevlilerinin katıldığı toplantılar, toplumun bilgisine açık olmalı, kararlar kamuoyunun gözü önünde alınmalıdır. Basını dışlayan, hesap verilebilirlikten kaçınan bu tür girişimler, sadece siyaseti değil, kamu hizmetlerini de zedeler.
Sonuç olarak, basına kapalı kapılar ardında yapılan bu toplantılar; sorun çözmenin değil, güven zedelenmesinin önünü açar. Milas halkı, yönetenlerden şeffaflık, hesap verebilirlik ve kamu vicdanına saygı bekliyor. Gerisi, sadece sessizce kurulan alternatif bir düzenin gölgesinde kalır.
