Güney Kafkasya da Türk kapısı diye isimlendiren Zengezur koridoru ABD ye kiraya verilmesi hiç doğru olmadı Çünkü Çin seddinden Adriyatik Denizine doğu Avrupa dan Kuzey Afrikaya kızıl Denizden Basra körfezine, İran – Afganistan ve Himalyalara kadar bütün bu toprakların kontrolünü Zengezur koridorunu kiralayanların egemenliği altına girmesi demektir. Aynı zamanda bütün zorlukları ve çatışmaları bünyesinde barındıran bu toprakların jeopolitik sıcak noktalar ağının tamamı daha sıcak ve çatışmalı olacağı kardeş kavgası hiç bitmeyecek. Başta Türk milleti Dünyası olmak üzere bu coğrafyada hiç kimse rahat olmayacak demektir. Ayrıca yılardır Kara Denize giremeyen ABD dolaylı olarak kara denize süresiz girebileceği ve istediği kadar kalabilmek için hak sahibi ve talebi olma anlamına gelmektedir.
Dahası var Rus – Ukrayna savaşı sonrası Doğu-Batı Ülkelerin sınırları yeniden çizildiği kritik bir zamanda ABD Başkanı Donald Trump’ın huzurunda Beyaz Saray’da Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan arasında barış anlaşması imzalanmış olması. On yıllardır süren çatışmanın sona erdirmek ilk anda kulağa hoş geliyor. Barış söylemi doğrudur Ancak Barış anlaşmasındaki yazılanların içeriği bilmiyoruz. Çünkü birçok yazılan maddelerden haberdar değiliz. Rusya hariç hiç kimse bildiğini zan etmiyorum yapılan açıklamada anladığımız kadarı ABD istediğini elde etmiş olduğunu bundan sonra Kafkasya ve ön Asya benden sorulur bundan sonra Azerbaycan ve Ermenistan kavga etmenize gerek yok hatta müsaade etmem çünkü benim çıkarlarıma zarar verirsiniz. Ben istediğimi elde ettim sizde kardeş kardeş geçinin bu kadar.
Anlaşma, iki taraf arasındaki çatışmayı sona erdirmekle kalmıyor, aynı zamanda Rusya – Avrupa – İran ve Türkiye arasında enerji ve nüfuz etki alanları kesiştiği bir bölge olan Güney Kafkasya stratejik bir koridor için münhasır geliştirme hakları tanıyan ekonomik ve güvenlik düzenlemelerinin de kapısını aralıyor. Ayrıca Hazar ve Volga enerji havzaların kontrolü ve bu havzada elde edilen kazancın paylaşımı nasıl olacak ve kimler arasında paylaşılacak henüz bilinmiyor ya da biz bilmiyoruz sonuç bu koridoru ABD ye kiraya vermekle bu Topraklar üzerinde yaşayan Devletlerin kendi haklarından vazgeçmesi demektir. Anlamı taşımaktadır.
Uluslararası Barış ve Refah için Trump barışı olarak adlandırdığı bu anlaşma, uzun süredir çatışmalar nedeniyle ertelenmişti ABD fırsat kolluyordu bu sakin potansiyelinden yararlanması engellenen ABD enerji zengini bölgenin kalbinde yer almak için çok çeşit ekonomik ve stratejik boyutlara sahip olan bu bölgede olmak için çok mesai harcamış olduğu anlaşılmakta. Bağımsız gözlemcilere göre ABD’nin askeri olarak barışı, koruma rolünü üstlenme olasılığı ile birlikte bunu Moskova’ya indirilmiş bir darbe olarak ifade edilmesine ek olarak Azerbaycan, İsrail in ortaya koyduğu İbrahim Antlaşmalarına katılabilir olma ihtimali yüksek olduğunu ifade ediliyor. Şayet bağımsız gözlemcilerin dediği gibi ise yakında kavga başlayacak demektir.
Türkiye ise Enerji ihracatını artırmak bakımında Ankara tarafından anlaşma memnuniyetle karşılanırken, Türkiye içinde birçok kişi anlaşmayı eleştirerek, Bakü Dağlık Karabağ’daki etnik temizlik suçlamalarından Ermenistan’ı muaf tutulacağını ifade ediliyor. Bu antlaşmayla Washington, siyasi kazanımlarını artırmak için anlaşmanın ekonomik boyutunun bölgede istikrarın bir dayanağı olacağını söylüyor ve taraflara güvendiğini ifade ediyor.
ABD ayrıca, bu anlaşmanın Azerbaycan’ın daha geniş bölgesel iş birliği sistemlerine uyum sağlanması için bir kapı açması, enerji ve Teknoloji malları için yeni rotalar eklenmesi bakımında fırsatlar doğurduğu demeye getiriyor. Ancak kazın ayağı öyle değil. Asıl ABD nın hesabı Asya ile Avrupa arasındaki ekonomik köprü rolünü güçlendirerek uluslararası ilişkilerde Washington’a ek nüfuzu artıracağı umuyor. Çin tarafından planlanan ejder yol projesi kazanımlarına ortak olmaya gayret ediyor.
Bu anlamda ekonomik bakımında ABD Azerbaycan’ı küresel ticaret ağlarına bağlaması, Rusya ve İran baskısına karşı dayanıklılığını artırması bakımında ve Azerbaycanı büyük güçlere karşı rekabet edebilecek hale getirmeyi, bölgede uzun vadede sürdürülebilir bir yapıya sahip olmayı amaçlamakta, bu nedenle ABD Bölgedeki ticari iş birliği Bölge Devletlerin güvenliğinden daha önemlidir. Demeye getiriyor.
Güvenlik kaynakları Batı’nın Azerbaycan’a olan ilgisi. Ülkenin muazzam petrol zenginliği ve birkaç yıl önce hızlı bir savaş ile Dağlık Karabağ’ı geri almasına imkan tanıyan askeri yeteneklerini geliştirmesiyle bağlantılı olduğunu ekliyorlar. Fakat Azerbaycan İsrail ile açıklanmamış İttifağı özellikle batısında iç baskı kaynağı olabilecek Büyük bir Türk ve Azeri azınlığın varlığı göz önüne alındığında, İran açısından Zengezur koridoru işletmesi ABD ye verilmesi endişelere yol açıyor.
Güney Kafkasya’dan Batı Şeria ve Doğu Avrupa sınırlarına kadar hem fırsatları hem de zorlukları temsil eden bir jeopolitik sıcak noktalar ağının resmi ortaya çıkmış olduğu kesin. İleriki yılarda göreceğiz.
Doğu-Batı sınırındaki nüfuz haritalarının yeniden çizildiği kritik bir anda, ABD Başkanı Donald Trump’ın da katılımıyla Beyaz Saray’da Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan arasında barış için bir çerçeve anlaşmasının imzalanması, on yıllardır süren bir çatışmanın seyrinde bir dönüm noktası teşkil etmiştir. Anlaşma iki taraf arasındaki çatışmayı sona erdirmekle kalmıyor. Aynı zamanda ABD Rusya, Avrupa, İran ve Türkiye arasında. Enerji ve nüfuz hatlarının kesiştiği bir bölge olan Güney Kafkasya’da stratejik bir koridor için münhasır geliştirme hakları tanıdığını söylemleri aynı zamanda Bakü’deki Rus varlığını zayıflatılması ve Erivan’ın Moskova’ya ekonomik ve güvenlik bağımlılığından kurtulması, Gürcistan ile bağları güçlendirmeye kadar uzanabilecek stratejik ve Ekonomik konumunu yeniden konumlandırmaya olanak sağlıyor. Demeye getiriyorlar.
Hızla değişen ve yoğun bir nüfuz rekabetinin yaşandığı bir dünyada, bu kritik noktaları görmezden gelmek yalnızca stratejik fırsatları kaçırmak anlamına gelmeyecek, aynı zamanda Batı’nın rakiplerinin sahada yeni gerçekleri dayatmasının ve mevcut güç dengesini altüst eden özelliklerle uluslararası haritayı yeniden çizmesinin önünü açacak olması bilinmesi ve hiç unutulmaması gerekir.