Gülçin Erşen
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. TARİHİ MİTİNGDE BEN DE VARDIM

TARİHİ MİTİNGDE BEN DE VARDIM

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Toprağımızı Vermiyoruz Muğla Mitingi, 28 Eylül 2025 Pazar Muğla – Menteşe’de geniş bir katılımla ve coşkuyla gerçekleştirildi. 20’li yaşlarımdan beri yurttaş, düzenleyici, gazeteci olarak kaç mitinge katıldığımı hatırlamıyorum. Bu mitingin tarihi bir miting olduğunu söyleyebilirim. Çünkü ilk kez yurttaşların ve demokratik kitle örgütlerinin başını çektiği bir mitinge, siyasi parti liderleri katıldı. Keşke bütün muhalefet partileri ve üyesi olduğum Atatürkçü Düşünce Derneği de – düzenleme komitesinde bulunmasa da – katılsaydı. Örneğin; İYİ Parti, belki de DEM, Yeşil Sol Parti gibi partilerin Toprağımızı Vermiyoruz kampanyası içerisinde yer almasını ve mitinge katılmasını bahane etmiş olabilir. Ama, Mustafa Kemal Atatürk’ün sözündeki gibi “Söz konusu vatansa gerisi teferruattır.” Ayrıca, özellikle son 10 yıldır, kimlerin kimlerle beraber olduğu, kimlerin nerelere döndüğü düşünülürse…

Mitinge kaç bin kişi katıldı bilmiyorum. Biz Güllük’ten 3 otobüs ve yaklaşık 70 kişiydik. Milas genelinde, özel araçlarıyla ve köylülerden de gelenleri hesaba katarsak, en az 250 kişinin mitinge katıldığını tahmin ediyorum. Yaş ortalaması biraz yüksekti, gençlerin katılımı azdı; ama, olsun; çünkü biz onlar ve onların geleceği için mitingteydik aslında. (Bu arada yaşlı ve çeşitli nedenlerle yürüme ve ayakta durma güçlüğü yaşayanların saatlerce miting alanında kalması, övgüye değer, yoruma açık… Örneğin; bir kaza geçtiği için tekerlekli sandalye ile gelen İasos Mahalle Meclisi Derneği’nden Hülya Scobie’ye de miting dağılırken rastladım.)

Gazeteciliğin verdiği alışkanlıkla, miting alanında, genelde gittiğim topluluktan ayrı ve özgür hareket etmeyi severim. Nereden daha iyi görüntü alabilirim, fotoğraf çekebilirim diye uğraşırım. Yine öyle yaptım… Böyle yapınca, daha miting alanının giderken ve miting boyunca yalnızca Milas ve Muğla’dan değil, İzmir ve Ankara’dan da tanıdıklarla, dostlarla, meslektaşlarla karşılaşmamız kaçınılmazdı.

İZLENİMLERİM, GÖZLEMLERİM, ANILARIM

Miting alanına yürürken, Milas’ta yaşayan Siverekli arkadaşım Bekir Bakan ve eşi Besna ile karşılaştık ve alana (Polis kontrol noktasına) dek söyleşerek yürüdük. Miting alanında zaten Muğla ve Milas’tan arkadaşlar, tanıdıklar vardı. Basına ayrılan bölüme gittiğimde ilk gözüme çarpan Cumhuriyet Gazetesi’nin Ege Bölge Temsilcisi Mehmet Şakir Örs oldu. (Mehmet Bey ve eşi Ferlal Hanım’ı 1998’den beri tanırım. Mehmet Bey o zamanlar TARİŞ’in basın danışmanlığını bırakmıştı, Yeni Asır’da köşe yazmaya devam ediyordu, eşiyle birlikte İletişimevi’ni kurmuşlardı. Eşi de halkla ilişkiler doktorası yapmaya başlamıştı. Profesör ünvanıyla emekli oldu.) “A! Demek siz de geldiniz…” deyince, gazeteden iki kişinin daha geldiğini beliren Örs, “Bu bizim için çok önemli bir miting…” dedi. Aslında hepimiz için çok önemliydi.

Sahnenin önünde gazetecilere ayrılan küçük alana bakınca; İzmir’de yaklaşık üç yıl önce editör ve muhabir olarak görev yaptığım kurumdaki kameramanlarımızdan Şahin Karaşahin’i ve muhabir arkadaşını gördüm. Halk TV’delermiş. Çevre Mühendisi ve “Eylemci” arkadaşım Deniz Gümüşel ile röportaj yaptılar. (Sosyal medyada Deniz ile beni karıştıran ya da bizi kardeş sananlar çoktu eskiden… Toprağımızı Vermiyoruz kampanyasını oluşturan ve bu mitinge büyük emek veren ekiptedir kendisi. Ama ne yazık ki memleketi Milas’a girmesi adli kontrol şartı yüzünden yasak. Benim de yurtdışı çıkış yasağım var; onunki ile kıyaslandığında benimkisi kişisel tasarrufa neden olduğu için olumlu karşılanabilir. Ancak, bir insanın kendi memleketi yararına çalıştığı ve zarar verenleri protesto ettiği için, memleketine gelememesi ne demek?!)

Gıda Mühendisleri Odası eski İzmir Şube Başkanı, şimdiki Merkez Yönetim Kurulu üyesi Uğur Toprak sabah İkizköy’deymiş. Sahne önündeyken, o beni tanıdı. Birlikte fotoğraf çektirdik…  CHP Şanlıurfa Milletvekili Mahmut Tanal da oradan oraya giderek, özellikle yaşlı teyzelerle ve köylülerle samimi pozlar veren, herkeste el sıkışan bir siyasetçi olarak dikkat çekti. Tunceli eski Belediye Başkanı Fatih Mehmet Maçoğlu da bir ara yurttaşlar arasında özçekimlere poz verirken objektifime takıldı. Ama, sonra göremedim.

KONUŞMACILARA GELİNCE…

Toprağımızı Vermiyoruz Koordinasyon Kurulu’nda bulunan, basınla ilişkiler – iletişim konusunda başı çekenlerden Halime Şaman ve Haluk Özsoy, mitingi birlikte sundular (Emeği geçen o kadar çok kişi var ki… Hepsine ve katılanlara teşekkürler…)

Burada tek tek ve uzun uzun konuşmacıların söylediklerini yazmak istemiyorum. Bunları haberlerden, bültenlerden, arşiv görüntülerinden bulabilirsiniz. Miting programındaki konuşmacı listesi şöyleydi: KESK Eş başkanı Ayfer Koçak, TMMOB Yönetim Kurulu Üyesi Arif Balkanay, TBB Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Alpay Azap, Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras, Kızılparti Eş Genel Başkanı Candan Polat Köksal, Sol Parti Sözcüsü İlknur Başer, Yeşil Sol Parti Sözcüsü Didem Göçer, EMEP Genel Başkanı Seyit Aslan, Yeni Yol Grubu Sözcüsü Selçuk Özdağ, TİP Milletvekili ve Parti Sözcüsü Sera Kadıgil, DEM Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, CHP Genel Başkanı Özgür Özel.

Tülay Hatimoğulları’nın “Barış istiyorsanız önce ağaçla barışın” sözü, DEM’in  “Barış Süreci, Terörsüz Türkiye Süreci, Barış ve Demokratik Toplum Süreci” denilen süreçte, AKP iktidarı ve ortağına pek de güvenmediğinin göstergesi gibiydi.

Sevdiğim sayılı milletvekillerinden biri olan (Benim de İzmir’de, 2023 seçimleri öncesinde, Bayraklı seçim bürolarının açılışına geldiklerinde, çalıştığım TV kanalı için görüştüğüm) Sera Kadıgil, öyle coşkulu bir konuşma yaptı ki; gözlerimiz doldu. Başarılı ve akıcı konuşmasının bence en can alıcı yanı; içtenliğini ve yurtseverliğini duyumsamamızdı. En çok alkışlanan, miting sonrasında videoları en çok paylaşılan siyasetçi oydu. Sözlerini ben de burada yürekten haykırıyorum: “Kahrolsun Amerikan emperyalizmi ve onun yerli işbirlikçileri. Yaşasın tam bağımsız Türkiye!”

Özgür Özel’in dediği gibi; Milletin Meclisi, artık o miting alanıydı… Homeros’un şu sözlerini yineledi: “Zeytin ağacı sizden önce de vardı, sizden sonra da olacak… Sonra da kamuoyunda “Süper İzin Yasası”, “Talan Yasası”, “Torba Yasa” adlarıyla bilinen 7554 Sayılı Yasa’nın iptali için başvurulan Anayasa Mahkemesi’ne seslendi: “Torunlarımızın geleceği için adalet istiyoruz!”

TÜM YURTTAŞLARIN KATILMASI GEREKEN BİR “SAVAŞ”

Miting, Özel’in konuşmasının ardından, halaylar çalınarak son buldu. Yurttaşlar dağılırken, halay çekenlere ben de katıldım kısa bir süre… Alandan otobüse yürürken, gene pek çok tanıdık ile karşılaştım. Akbelen direnişinin simgelerinden biri sayılan İkizköy Muhtarı Necla Işık ile de ayaküstü konuştuk. Tatlı bir yorgunluk ve yurttaşlık görevini yerine getirmenin huzuru ile Güllük’e döndük.

Bu ülkenin toprakları, havası suyu, doğal kaynakları ve tarihi değerleri, kimsenin malı değil; kimsenin tekelinde değil… Birileri, babalarının malı gibi satıp, emperyalistler gibi sömürüp, vahşi kapitalizm sanayicileri gibi kirletip, yok edip, posasını, pisliğini bırakamazlar!… Doğa ve dünya, atalarımızdan bize miras; torunlarımızın emanetidir. Mirasa başkaları sahip çıkmaya hevesli! Biz emaneti korumalıyız.

Türkiye Cumhuriyeti’ne yönelik, dört bir koldan öyle bir işgal; örgütlü kötülük, karşı devrim süreci var ki; eğitim, sağlık, tarım, hayvancılık, ekonomi, sanayi, teknoloji, kültürel ve toplumsal yaşam, Sosyal Güvenlik alanlarında geriye gidiş ve bozulmayı durdurup, düzeltebilecek önlemlerin ivedilikle alınması için, topyekün savaşmalıyız. Mustafa Kemal Atatürk, Bursa Nutku ve Gençliğe Sesleniş ile bizlere bu görevi ve yetkiyi vermiştir.

Gülçin ERŞEN – 29 Eylül 2025

TARİHİ MİTİNGDE BEN DE VARDIM
Yorum Yap
KAI ile Haber Hakkında Sohbet
Sohbet sistemi şu anda aktif değil. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.