Tarım ve Hayvancılık ülkede yaşayan tüm canlılar için yaşamsal önemde bir konudur. Son yıllarda yönetenler tarafından gereken önemin verilmediği bilinmektedir. Bu yazıda kısaca sorunlar ve çözüm önerileri belirtilecektir.
Tarım sektöründe verimlilik, eğitim, tarım arazilerinin amaç dışı kullanımı, arazi bölünmeleri, gübre kullanımı, kirlilik problemleri gibi yapısal sorunların yanında uygulanan yanlış tarım politikaları da ülke tarımı için ciddi sorunların ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Bu nedenle tarımsal sorunların incelenerek çözüm aranması sürdürülebilir bir tarım için önem taşımaktadır.
2006 tarihli Tarım Kanunun 21.maddesi “Milli Gelirin en az yüzde 1’i oranında çiftçiye destek verilir.” diyor ama şimdiye değin hükümetler tarafından uygulanmamış olup 2006 yılından beri verilen tarımsal desteklerin ortalama GSYH’nin %0,5’ini geçmediği bilinmektedir.
Türkiye dünyanın ‘Gıda Merkezi’ olması gerekirken yanlış tarım politikaları sonucu iflasın eşiğine gelmiştir. Birinci sınıf tarım arazileri 2020 yılındaki son salgında gıdanın önemi iyice ortaya çıkmış paranın, altının yenilmeyeceği, insanlığın ancak açlıkla terbiye olacağı anlaşılmıştır. Aşağıda belirtilen çözüm önerilerinin her biri aslında ayrı bir yazı konusudur.
1- Tarım arazilerinin amaç dışı kullanılması mutlaka önlenmelidir.
2- Dışa bağımlı olunan yem hammaddelerinin üretimi arttırılmalıdır. Ülkemiz toprakları bu üretimi sağlayacak kapasiteye sahiptir.
3- Ar-ge çalışmalarına ağırlık verilmelidir. Türk tohumculuğu geliştirilerek dışa bağımlılıktan tamamen kurtarılmalıdır.GDO.’lu hiçbir tohum ve ürünün ülkeye girişine izin verilmemelidir.
4- İlaç ve gübreleme bilinçsizce yapılmamalıdır. Çevreyi gözeterek tekniğe uygun gübre kullanımı yaygınlaştırılmalıdır. Bunun için gübre ve ilaç satışından sonra çiftçiye teknik destek ekibi gönderilerek uygulamalı ilaçlama ve gübre uygulaması gösterilmelidir. Aşırı ve bilinçsiz gübre kullanımı, topraklarımıza ve ülke ekonomimize zarar vereceğinden dolayı bu fazla kullanımlardan kaçınılmalıdır.
5- Maliyetlerde düşüş sağlayan ve büyümeyi teşvik eden desteklere devam edilmelidir. Mazot ve gübre desteği AB. standartlarına çıkarılmalıdır.
6- İyi Tarım Uygulamalarına (İTU) daha fazla önem verilmeli, insan, hayvan ve çevreye zarar vermeyen doğayı koruyan tarımsal üretim yapılmalı ve desteklenmelidir. Organik Tarım Uygulamalarına da ağırlık verilmelidir. Bünyesinde Uzman Ziraat Mühendisleri olan ve Tarım ve Orman Bakanlığınca denetlenecek “Bitkisel Üretim, Denetim ve Danışmanlık” firmaları kurulması için yasa çıkarılarak ülkedeki Bitkisel Üretim mutlaka denetim altına alnmalıdır. Ayrıca Belediyelerin bir görevi de meyve sebze hallerinde kuracağı akredite (Yetkili, resmi olarak tanınan, onaylanmış.) laboratuvarda gerekli kimyasal kalıntı (pestisit) analizlerini yaparak Belediye sınırları içinde yaşayan bireylerin ‘güvenli gıda’ya erişimini sağlamaktır, bu zaten 5957 sayılı Hal Yasasının 1.maddesinde açıkça belirtilmiş ve Belediyelere sorumluluk yüklenmiştir.
7- Ülke genelinde “Bölgesel Üretim Planlaması”na geçilmelidir.
8- İklim krizi nedeniyle yaşanan su kıtlığına çözüm olarak sulamada büyük tasarruf sağlayan ‘Damla Sulama’ya önem verilmeli, kuru tarımda verimliliği artıracak tohum çalışmalarına ağırlık verilmelidir.
9- Şimdiki durumda tarımla uğraşan nüfus çok yaşlanmıştır, köylere geri dönecek gençlere cazip olanaklar sağlanmalıdır. Ayrıca köyden kente göçü önleyecek önlemler alınmalı, Büyükşehir yasasıyla mahalle yapılan köylere eski statüsü geri verilmelidir.
10- Meyve ve Sebze üreticilerinin kooperatif kurması vergi indirimi gibi ayrıcalıklarla desteklenerek teşvik edilmelidir.