10. Bölüm
“HALAYLAR-HORONLAR”
Köy halayları içerisinde Anadolu’da farklı şehirlerde karşımıza çıkan ortak oyunlardan birisi de Temur Ağa halayıdır. Erzurum’da bar olarak sergilenirken; Van’da, Sivas’ta, Adana’da, yani bir hayli geniş bir bölgede görülmektedir. Hemen her yerleşim merkezinde oyuna adını veren kişiyle ilgili hikayeler, efsaneler anlatılır.
Aynı şekilde hemen her bölgede bilinen Çiftetelli Oyunu, Türkiye’nin sınırlarını aşarak komşu ülkelere de, sözgelimi, Yunanistan’a kadar yayılmıştır. Bilecik’te, Adana’da, Tokat’ta, Ordu’da, Samsun’da oynandığı kaynaklarda geçmektedir.
HORONLAR
Türkiye’deki halk oyunları türleri içinde yer alan, Doğu Karadeniz kıyılarındaki kent ve köylerinde büyük bir coşku ile oynanan Horonlar, kültürümüzü oluşturan damlalardan birisidir. Türkçe Sözlük kelimeyi tanımlarken bölgesinde kemençe ile oynanan halk oyunu” demiş ve sadece “horon tepmek’ deyimine yer vermiştir (s.1003) Başka bir kaynakta ise şunları okuyoruz: “Karadeniz Bölgesi’nde, özellikle de Doğu Karadeniz’in kıyı kesimlerinde toplu halde ve bağlı diziyle oynanan halk oyunlarının genel adı. Horon başı:
Horonu yöneten oyuncu.” (Dictionnaire Larousse, Ansiklopedik Sözlük, C.3, s.1088).
Horon kelimesinin etimolojisi üzerinde duran bazı araştırmacılar bunun, Yunanca’da kullanılan hora kelimesiyle ilgili olduğunu söylerse de, Mahmut Ragıp Gazimihal bunu kabul etmemekte, bu iddiaya kaynaklık edecek eski belgelerin ellerinde olmadığını ileri sürerek, horon kelimesinin aslının Türkçe olması gerektiğini dile getirmektedir. Bu kelimeni Yunanca olmadığını savunanlardan biri de ünlü müzikolog bestecimiz Ahmet Adnan Saygun’dur. Balkanlarda, Kırım’da yaşayan kelimenin horan biçimi Türkiye’de de yaygın bir türü olarak kullanılmaktadır. Daha 15. yüzyılda yazılan bir eserde görülen horon tepmek ifadesinden başlayarak, yine aynı oyunlara ad olarak verilen hora, hor, kor, kol, oran, horon, boru, horun, horum, korum, horo, koran vb. kelimelerle ilgili çalışmalarda tam bir fikir birliğine varılamamıştır. Ancak yöre ağız araştırmaları tamamen bitirilip, bir dil atlası ortaya konduğunda, daha kesin bir sonuca varılabilir, sanıyorum.
Ayrıca Divan ü Lügat-it Türk’ten başlayarak bu ve benzer yapıdaki kelimelerin, eserlerin titizlikle taranmasından sonra ortaya konması, kanıt yerine geçecektir. Sözgelimi, horum kelimesi bu eserde yer almakta, Kaşgarlı Mahmud bunu “yoğun kaya, taş yığını” anlamıyla karşılamaktadır. Anadolu’daki anlamları arasında “biçilmiş ot yığını” veya “ot balyası” da yığma, bir araya getirip toplama bakımından Kaşgarlı Mahmud’un anlamıyla örtüşmektedir.
Horon tepmek biçiminin yanı sıra horon çevirmek veya horon dizmek halkın kullandığı ifadelerdendir. Son yıllarda horon tutmak, horon oynamak, horona kalkmak, horona girmek veya horona katılmak gibi ifade biçimlerinin dilimize yerleştiği de görülüyor. Bu ifade biçimlerinin genel dildeki veya yazı dilindeki kullanımlarından etkilenmesinin açıkça görüldüğünü söylememiz mümkündür.
Devam edecek