Bir sonbaharın ilk günleriydi samimi olan arkadaşım Bodrum Turgutreis’te ağabeyinin kızının düğününe davet etti. Oysa ben daha çok ilimizin eşsiz kahramanı Turgut Reis’in adını taşıyan o beldeyi görmeyi arzu ediyordum. Tam da Arzu ettiğim gibi düğün alanı Turgut Reis’in heykelinin bulunduğu caminin olduğu bir açık alandaymış. O bahane ile kahramanımızın heykelini de görmüş oldum.
Fakat düğünde çalınan müzik öylesine gürültü koparıyordu ki müzisyen hoparlörün son sesini vermiş anlaşılmayan bir yabancı müzik herkes eller havada Avrupa’yı andıran bir eğlence türü. Bir ara mahalle sakinleri jandarma getirip rahatsız olduklarını dile getirdiler ama çaresi yok müzisyen ben izin aldım falanca saate kadar çalmak zorundayım diyerek gürültüye devam etti.
Müzisyen reklam arası gibi bir ara verdi o andan itibaren Karacaoğlan’ın türküsü olan Oğuz Yılmaz’ın söylemiş olduğu türküyü kasede koydu. Yüreğimi serinledi, ruhumuzu okşadı. İşte Anadolu ruhu budur dedim kendimce. Dünyanın en güçlü ordularını Çanakkale’de, Dumlupınar’da kahramanlık türküleri ile düğüne gider gibi sevinçle savaşa giden halkım sevdiğinden ayrılsa dağlara taşlara ağaçlara kuşlara çiçeklere yağmurlara karlara mevsimlere var olan bütün güzelliklere türkü yapar onlara büyük bir sevgiyle bakar.
İşte bu Anadolu erenlerinin bahsettiği gibi yaratılanı sever yaratandan ötürü.
Oysa yıllardır halkınızın yanlış yönlendirilmesi bazen beni yedi uyurlar gibi yatağa düşürür uyutur, bazen gördüğüm gerçek uykudan uyandırır oldu.
Ülkemizin üzerine gelen felaket bulutları gibi sahte dindarlık akımları ve din düşmanlığı akımları ruhumuzu karartır, çaresiz hastalık gibi bizi sarardı.
Bazen o kadar güçlendiler ki Ergenekon destanımızı bile kirletmek amacıyla güzel insanlarımızı kumpas kurarak Ergenekon, balyoz davaları açarak Silivri hapishanesini doldurmaya başladılar. Amaçları Türk İslam anlayışının yok etmekti. Fakat Silivri mahkemesinin önüne dayanan halkımız soğuk ve yağışlı bir mahkeme günü bataklık tarlaya geçerek barikatları yıkarak mahkemeyi çürüttü.
Bunda başarılı olamayan karanlık güçler son kozunu kullanarak kanlı bir 15 Temmuz 2016 darbe girişimi yaptı. Ateşlenen silahların tankların önüne yüreğiyle geriden halkım bunu da bastırdı. İşte Anadolu’nun gerçek ruhu.
Sonrasında başlayan ekonomik krize baktığımız zaman tarlada yetişen ürünlerin markete gelene kadar 10 kat artması ticari ahlakın bittiği yer de ve bu ürünlere çeşitli maddelerin de karıştırılmasıyla belli ki bir ticari saldırı var.
Buna rağmen komşumun Suriye’de gelişen olaylara bakınca Fatih Sultan Mehmet Han’ı hatırlamamak mümkün değil. Onun döneminde balkonlarda ortaya çıkan Kazıklı Voyvodayı Fatih cezalandırmış olup Suriye’deki katliamlar hapisteki presler Voyvoda’nın bir benzeridir. Suriye halkının kendi bayrağı ile beraber Türk bayrağını taşıması Türk milletinin yüzyıllardır taşımış olduğu asil ruhu kaybetmemiş Fatihler, Mustafa Kemaller, Karacaoğlanlar her zaman vardır.
Sıkıntılarımızı yok eder yolumuzu açar.
