ABDULLAH GÜRGÜN
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. “KAPTAN” GEMİSİNİ ALDI GİTTİ

“KAPTAN” GEMİSİNİ ALDI GİTTİ

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Artık demir almak günü gelmişse zamandan

Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan

Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol

Sallanmaz o kalkışta ne mendil, ne de bir kol.

Yahya Kemal Beyatlı

Çok sevdiğim bir arkadaşım daha sonsuza gitti.

“Kaptan”ı 1970’li yıllarda Stockholm’de tanıdım. Aslında adı Durali Bozkır’dı ama kimse o isimle seslenmezdi. Herkes Kaptan olarak tanırdı onu.

Antalyalıydı tekne kullanmasını iyi bilirdi. Stockholm’den Antalya’ya gitmişliği vardır yelkenlisiyle.

O kadar yolu nasıl gittiğini sormuştum.

Kolay. Kayığı bırak Stockholm’den aşağı doğru. Hep kıyıyı takip et. Malmö Kopenhag ara-sında Öresund Boğazını geç. Devam. Avrupa kıyılarını izleyerek git. Portekiz’i geçince şaşırıp Afrika’ya devam etme. Cebelitarık Boğazı’ndan sola Akdeniz’e gir. Dooosdoğru git. Girit, Rodos… Türkiye’ye geldin sayılır. Datça’da artık rakı roka balık zamanı… Dinlen.

Gitti geldi gerçekten birkaç kez.

Durali’nin on parmağında on marifet vardı. Benim aklıma hemen çok güzel yemek, ekmek ve resim yapması gelir.

Annesi gelmişti Stockholm’e.

Durali birgün sevinçle eve geliyor. Annesine bir tablosunu sattığını söylüyor.

Kaça sattın?

2500 krona (Bugünün parasıyla on bin liranın üstünde)

Annesi seviniyor.

Ne güzel oğlum, boya boya sat.

Aradan zaman geçiyor, Durali durmadan boyuyor ama satamıyor. Satmak ayrı sanat çünkü. Anası tekrar devreye giriyor:

Oğlum senin baban çok güzel ekmek yapardı. Sen de bir fırına gir, ekmek yap sat.

Durali fırına girmedi ama bazı lokantalarda aşçılık yaptı. Çok güzel yemek yapardı.

Gençliğimizde çok evinde kaldım, yemeğini yedim, şarabını içtim.

Stockholm’ün en kafa dengi meyhaneleri kentin en merkezindeki Södermalm ve Vasas-tan’daydı. “Kaptan”ın evi Vasastan’da Sveavägen caddesi üzerindeydi. Benim en sevdiğim mekanlardan Tennstoppet’e yakındı. Tennstoppet entel, dantel, devrimci, hippi, gazeteci, yazar, sanatçı takımının buluştuğu yerdi. Gecenin sonunda Kaptan’a telefon ederdim. Çoğunlukla yatmamış olurdu. Onun evine gider biraz da onunla sohbet edip orada “konuk” olurdum.

“Kaptan”n evi zaten tam bir buluşma yeriydi. Kimler kimler geldi geçti oradan. Hem onun hem benim samimi arkadaşımız İsmet Sekmen hemen hep oradaydı. Stockholm’e gelen bir-çok Türk sanatçı, müzisyen oraya uğrardı. O sıra Stockholm’de oturan Zülfü Livaneli ve Tuncel Kurtiz sık uğrayanlardandı. Nesimi, Daimi gibi ozanlarımızı da orada tanımıştım. O sazlı sözlü sohbetleri banda da alırdı. Kimbilir ne oldu o değerli anı kayıtları.

Durali de herkes gibi birçok işe girdi çıktı. Türk çocuklarına öğretmenlik yaptı. Bazı kitapları resimledi. Örneğin Yaşar Kemal’in ünlü Binboğalar efsanesi Johan Werkmäster tarafından ”Låt tistlarna brinna” adıyla basit bir İsveççe ile yazıldı. Kitap Durali Bozkır tarafından resimlendi.

Hep söylerim, insan arkadaşlarının değerini ayrıldıktan sonra anlıyor.

En son ortak arkadaşımız Hasan Erol Aydın’a sormuştum Durali’yi görüp görmediğini. Rahat-sız olduğunu biliyordum. Birgün buluşup hasret giderelim, demiştik. Olmadı.

Durali Bozkır meçhule giden gemisine bindi gitti.

Geriye güler yüzlü anılarını bıraktı.

Saygı, sevgi ve özlemle anıyorum sevgili kardeşimi.

Işıklarda uyusun. Başımız sağ olsun.

Not:

Ailesi, 13 Ağustos çarşamba günü saat 15.00 -21.00 arasında, Stockholm’de Aspsätravägen 3  127 37 Skärholmen adresindeki lokalde taziyeleri kabul edecek.

“KAPTAN” GEMİSİNİ ALDI GİTTİ
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

KAI ile Haber Hakkında Sohbet
Sohbet sistemi şu anda aktif değil. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.

Notice: ob_end_flush(): Failed to send buffer of zlib output compression (1) in /home/milasciz/public_html/wp-includes/functions.php on line 5471